- Değilim ama disiplinliyim. Eğer disiplinli olmak faşistlikse, faşistim.
Agresif?
- Kesinlikle agresifim. Çünkü yaptığım işi önemsiyorum. Ve işte, agresif olmak gerektiğine inanıyorum. Çünkü hepimiz insanız ve gevşemeye müsaitiz. Hele hele 16-17 saat mutfak gibi bir yerde çalışıyorsanız...
Mutfakta demokrasi yok mudur?
- Yoktur. Olamaz. Olursa, çöker o mutfak. Her mutfağa bir diktatör gerekiyor. Ve ona itaat eden insanlar.
O zaman mutfak, herkesin birbirine bağırdığı kanlı bir yer...
- Kanlı olduğu doğru. Ama herkes bağırmıyor. Bir kişi bağırıyor, o da diktatör. Başkası bağıramaz. Diktatör rolleri belirliyor, kimin ne yapacağını söylüyor, öbürleri de askeri nizam ve disiplinle ona itaat ediyor. Yapmayan olursa da, safra gibi atılıyor.
Ama çok acımasız, yok mu bunun başka formülü?
- Yok, mutfak doğduğu günden beri böyle. Kimi yerde daha yumuşak, kimi yerde daha sert. Ama başarılı olanında hep bir diktatörlük düzeni vardır.
Siz peki sadist misiniz?
- Hepimizin içinde bir miktar sadistlik ve mazoşistlik var. inkar etmiyorum, bende de var. Mutfakta bazen ortaya çıkıyor. Ama gidip kimseye işkence yapmıyorum, eşek şakası yaptığım oluyor, bana da çok yaptılar.
Ne gibi?
- Kaşığı ateşte iyice ısıtırsın, "Hadi al oğlum, al bunu, şuraya koy" dersin, kızgın kaşık eline yapışır. Bu tür mutfak geyiklerini sadizm olarak değerlendirmek istiyorlarsa değerlendirsinler. Biz yapıyoruz ve eğleniyoruz."
değişik bir eğlence anlayışı olduğunu gördüğümüz kişi.
allah yanında çalışanların yardımcısı olsun.