acılarla boğuşurken ölüme dair hastanede tuttuğu notlardan bazıları şöyledir:
"yere ayak basmanın baş döndürücü zorluğu
bir yudum su kadar önemli bir şey var mı?
zil,gelen giden yok.
nefes gittikçe daralıyor.
bakış,gördüğüm ne ki?
yatak,kurşun bir kalıp
...
damla damla serum.bunca acı suyun ne işi var kanımın içinde?
...
yerleri silen iki kadın arasında bir konuşmadan anlıyorum,
kendi sancılarına çare olacak bir üfürükçüye gideceklermiş
akşam.aynı maksatla hastaneye gelmişim ben.
arada bir yanılgı mı var?aldanan kim?
ölüm havası,ölüm hevesi.
ölüme ortak çıkmak.
ölüm mü?
ne buluş!
...
doğduğum gün çoktan ölmüşüm.
öldüğüm gün çoktan doğmuşum.
bu konuda tecrübeliyim.doğmadan önceki yokluğum,ölümümden
sonraki yokluğum kadar sonsuza dek sürmüştü.önceki ve
sonraki yokluk kavramına ulaşmak.ikisi bir yerde bitişiyor mu
yoksa?