> Yahudi ve Hıristiyan kaynaklarında Havva ilk günahı işleyen insandır, Âdem onun vasıtasıyla yasak meyveyi yemiştir.
Kur'an'da ise suç doğrudan Âdem'e izafe edilir. <
> Hıristiyan kaynaklar Âdem-Havva ailesinin günahından tüm insanları sorumlu tutarlar.isa'nın bu günahı kaldırmak için geldiğine inanırlar.
Kur'an her insanın günahsız olarak dünyaya geldiğini ve kimsenin başkasının günahını yüklenmediğini söyler. <
Yahudi kaynaklarına göre Âdem ile beraber ilk yaratılan kadın Havva değil Lilith'dir ancak Lilith Âdem ile aynı zamanda yaratıldığını öne sürerek Âdem'e eşlik etmeyeceğini ileri sürmüş ve Tanrı daha sonra Âdem'in kaburga kemiğinden Havva'yı yaratmıştır.
Sufi kaynaklarına göre ise Âdem-Havva Kıssası, büyük ölçüde semboliktir. Âdem, insanoğlunu temsil etmekte olup, yasak meyveyi yiyen ve Âdem'i de suça ortak eden Havva insan nefsini (egoyu) sembolize etmektedir. Bununla birlikte peygamber olarak gelen bir Âdem ve eşi Havva aynı zamanda gerçek kişiliklerdir. Bahailer de bu açıklamaya katılırlar.
Bahailer : 19. yüzyılda doğmuş bir din'dir.
Musevi inancına göre Âdem, yaradılışın altıncı gününde topraktan yaratılmıştır. 1. bâbda erkek ve dişi olarak yaratıldıkları söylenirken 2. bâbda dişinin erkeğin kaburga kemiğinden yaratıldığından bahsedilmesi, birinci bölümdeki kadının Lilith, ikinci bölümdekinin ise Havva olduğu şeklinde yorumlanmaktadır.
Âdem kıssası Tevrat'tın Tekvin (Yaradılış) bölümünde anlatılır. Hıristiyanlık'ta Âdem'in Cennet'te işlediği o ilk günah, büyük bir öneme sâhiptir. Hırıstiyan inanışına göre Âdem'in günahı tüm insanlığa geçmiştir ve Îsâ, bu günahı kaldırmak için gelen 'Tanrı Kuzusu'dur, kendisini bu günâh için fedâ etmiştir. Bu akideyi isevilik'in içine Pavlus işlemiştir.
Müslümanlar, Âdem'in yaratılmış ilk insan ve ilk peygamber olduğuna inanırlar. Âdem'den islam dîninin kutsal kitabı Kuran'da toplam yedi ayrı yerde bahsedilir. Kur'an dışı anlatımlarda kıssa, mitolojik bir hâle sokulmuştur.
islam'da Âdem'in (insanlığın) çamurdan yaratıldığına, Allah'ın ona bilinç sahibi ve sisteme müdahale edebilen sadece insan olduğu için- diğer varlıklara öğretmediği isim koymayı, manalarını bulmayı öğrettiğine inanılır. Allah, meleklerin ona karşı secde etmesini istemiş, fakat iblis kibirinden ötürü ona secde etmemişti. Kibrinden ve itaatsizliğinden dolayı iblis Cennet'ten kovulur. Kur'an'da Kehf Suresi'nin 50. ayetinde iblis'in melek değil cin olduğunu ifade etmektedir.
Kıssanın devâmında Âdem'e ,kendi nefsinden, bir eş olarak -ilk kadın olan- Havva'nın yaratıldığı belirtilir. Daha sonra Âdem ve Havva'nın Cennet'te kendilerine yasaklanmış bir ağaçtan iblis'in onlara yalan söyleyip kandırması üzerine meyve yerler. Ehl-i Kitap kaynaklarında o meyvenin elma olduğu söylenir. Allah'ın yasağını unutarak yemişlerdir. Allah onları böyle hallerden korumaktadır.
Bu kıssa, Kur'an'da detaylı bir biçimde geçmektedir. islam kültüründe önemli bir yer kaplayan kıssa, daha sonra çeşitli kültürel ve dîni akımlardan etkilenmiş, özellikle sûfîliğin de etkisiyle Kur'an'dakinden görünüş itibariyle bir miktar farklı şekilde yorumlanmıştır. Müslümanlara, Cennet'ten çıkış kıssasına inanmak -Kur'an'da geçtiğinden ötürü- farzdır.
insan oğlunun inandığı her kitaptan kaynaktır. Bilimde ise;
1800'lü yıllardan beri Darwin'in evrim teorisi ışığında bilim dallarında ve çevrelerinde genel kanı, insanın aniden yaratıcılıktan çok, bütün bugünkü canlılar gibi, ilk basit canlıların milyonlarca yıl süren değişimlerinden ortaya çıktığı yönündedir. Bilimsel anlamda Âdem, genel olarak mitolojik bir figür olarak kabul edilmiştir. Buna farklı neden ve çıkış noktalarıyla karşı çıkan bazı bilim adamları da olmuştur. Dînî çevrelerse genelde (Müslüman, Mûsevî ve Hıristiyanlar) bu teoriyi farklı şekil ve açılardan reddetmektedirler.
Şimdi senin dediğine göre her kıta da bir adem ve havva yaratılmış ise;
Bitkiler
Protistler
Mantarlar
Bakteriler
Hayvanlar
Bu yukarıda görülen tabloya inanmak gerekir çünkü hayvanlar çoktur bi dinazor devrindende bilinmektedir her kıtada bir hayvan olduğunu düşünürsek insanlıkta bu şekilde evrime uğramış ise gayet doğaldır. Zenci, çekik gözlü veya başka türlü biçimlerde insan olmuşlardır.
insanoğlunun kökeni ile ilgili çalışmalar daha çok homo türü etrafında yoğunlaşsa da sıklıkla Australopithecus vb. gibi diğer hominid ve homininleri de kapsar. Fosil kayıtlarına göre anatomik olarak çağdaş insan tanımına uyan en eski fosiller 130.000 yıl öncesine aittir ve Afrika'da bulunmuşlardır. Çağdaş tipte homo sapiens altürünün ilk ırkı olan Cro-magnon insanı ise zamanımızdan 50 bin yıl önce ortaya çıkmıştır. insanoğlunun evrimine dair kabul gören başlıca iki hipotez vardır. Bunlardan birincisi çağdaş insanın Afrika'da ortaya çıkıp dünyaya yayıldığını öne süren "tek orijin" hipotezi, diğeri farklı bölgelerde evrim geçirerek çağdaş insana dönüştüğünü öne süren "çoklu bölge" hipotezidir.
Çağdaş insanın ve diğer insansı maymunların ilk ortak atası kabul edilen iki ayak üzerinde duran ve gözleri ileri bakan canlının bundan yaklaşık 6.5 milyon yıl önce Afrika'da ortaya çıktığı tahmin edilmektedir. Bu canlının ağaçlardan inip ayakta durmaya başlamasının nedeninin iklim değişikliğine bağlı kuraklık, yiyecek kıtlığı ve göç zorunluluğu olabileceği düşünülmektedir. insanı oluşturmaya başlayan organik evrim bilimsel adı olan Antopogenesis zamanımızdan yaklaşık 3,5 milyon yıl önce başlamıştır. insan adını hak eden başlangıç noktası ise Homo cinsinin ortaya çıkması ile olmuştur.
Çağdaş insanın soyu tükenmemiş en yakın akrabaları sıradan şempanzeler (Pan troglodytes) ve bonobolardır (cüce şempanze, Pan paniscus). Bu iki şempanze türü ve insanoğlu yaklaşık 6.5 milyon yıldır farklı bir evrim çizgisi izlemelerine rağmen tamamlanmış gen haritalarına göre aralarındaki yakınlık fare ile sıçan arasındaki yakınlıktan on kat daha fazla, akraba olmayan iki insan arasındaki yakınlıktan sadece 10 kat daha azdır. Bu iki şempanze türü ve insanın DNA'sının %98.4'ü tamamen aynıdır.
Homo tricapuslar 1.5 - 1.000.000 yıl arası yaşamışlardır
Homo neanderthalensis Homo sapiens ile bundan yaklaşık 250-300 bin yıl önce ortaya çıkan Neandertalin uzunca bir süre dünya üzerinde birlikte bulunduğu ve bu iki türün birbirleriyle karşılaştığına dair arkeolojik kanıtlar mevcuttur.
Homo tricapuslar 1.5 - 1.000.000 yıl arası yaşamışlardır.
Her türlü bakış açısı ve inançtan kaynak bulundurmaktadır önemli olan senin hangisine inandığındır. (yazı tamamen bana ait değildir.)