bir büyüğüm ahiret günü gelince, avlanan kuşun "allah'ım sor şu avcıya; beni niye vurmuş?" diye hesap soracağını söylemişti. o avcı belki "karnım açtı allah'ım. ondan." diyebilecek. ama bu hanımefendi, işlediği bu günahın hesabını veremeyecek. kaldı ki bu videoda, iki tavşanın önceden öldüğünü de görüyoruz. bu hanımefendinin, daha önce böyle işler yaptığına dair, şüpheye mahal yoktur herhalde.
benim merak ettiğim... bu hanımefendi, bu zulümü yaparken, onu kameraya çeken kişi. eminim o da, en az o hanımefendi kadar zalimdir. yani zalimler, zalimliklerini tek başına yapamazlar. onlara yataklık eden... onlara önderlik eden... en kötüsü de onları görmezden gelen birileri... yani başka zalimler de vardır; her zulümün içinde.
hep daha kötüsü vardır elbet. gerçeklerdir de aynı zamanda... görmezden geldiğimiz... görmezden gelmesek bile, gördüğümüzde çaresizlikten delirme noktasına geldiğimiz gerçekler...
bu tavşana yapılanları abd, bugün ırak'ta yapmıyor mu? aynı abd, dün vietnam'da yapmadı mı bu tavşana yapılanları?
bu tavşana yapılanları 90'larda sırplar, boşnaklara yapmadı mı?
bu tavşana yapılanları bugün çin, orta asya türküne yapmıyor mu?
bu tavşana yapılanları rusya, daha dün kafkasya'da müslümanlara yapmadı mı?
bu tavşana yapılanları israil, hergün filistin'de yapmıyor mu?
bu tavşana yapılanları kenan evren, 12 eylül dönemi'nde diyarbakır'da, mamak'da, metris'de, sansaryan'da yapmadı mı?
peki adalet? o ne yaptı?
merak etmeyin kardeşlerim! adalet vardır! hem de en, eninde sonunda yerini bulanından. yapılan zulümler, haksızlıklar, işlenen suçlar, günahlar... bu dünya'da olmasa da... elbet birgün karşılığını bulur.
