Maddi durumu pek iyi olmayan veya station wagon kullanmayı sevmeyen aile büyüklerinin, bütün aile fertlerine çektirdiği eziyetten ileri gelen bir meseledir. Bu gibi durumlarda genellikle aile 7 kişiden fazladır. Araba da 5 kişilik olduğuna göre, topluca bir yerlere gitme yaşandığında trajikomik bir halet-i vaziyet kendisini gösterir. Genelde şöyle olur;
Piknik, düğün, hasta ziyareti veya cenaze gibi meselelerde bütün ailenin olaya iştirak etmesi adaptan olup, gelmeyenler büyük bir iştahla kınanır. Bu gibi durumlarda ergen kişilikten, evin en yaşlısına kadar herkes arabanın önünde bekler. Evin en kalifiyeli elemanı olan baba hemen olaya müdahale eder tabi. En yaşlı kişiliği şoför koltuğunun yanındaki koltuğa oturtur. Ve genellikle gerisine karışmaz. Artık arkada oturanlar nefessizlikten ölmüş mü, bir kişinin üzerine 3-4 kişi çullandığı için o kişilik komaya mı girmiş hiç ilgilendirmez peder beyi. O yoluna devam eder. Bu gibi durumlarda genellikle arabada klima bulunmaz. Ve çoğunlukla oksijen eksikliği görülür. Ve o an bitkisel hayata girmek içten bile değildir. Ama babaya göre bu olayın sorumlusu araba değil, çarpık yerleşmedir. Aile fertlerini suçlar, arabasına toz kondurmaz vicdansız. "Bari pencereleri açalım." tepkisine bir aslan gibi kükreyerek: "Arabaya toz mu dolduracaksınız? Dışarısı toz toprak." der. **
Binaenaleyh; peder beyin, emeklilik dönemi gelip, aldığı ikramiyeyle büyük bir araba almadığı sürece devam eder bu işkence. Ve ülkemizde sıkça rastlanan bir problem olduğu için aile fertleri, reviyozyona gitme yerine sineye çekerler durumu. Allah yardımcıları olsun.