*başka milletlere özenen özendiğinin köleliğinden kurtulamaz. (hz. ali)
batıyı takliti mustafa kemal atatürkle başladığını zanneden bir nesil yetşimiş. hoş gelmiş sefalar getirmiş.
batıyı taklit, birilerinin zannettiği gibi cumhuriyetin ilanı ile değildir. fransız kapitülasyonunun ilanının akabinde istanbulda sıkca görülen yabancı ki özellikle avrupalı tüccarlar ait gemilerle başlar. bu gemilerle yurdumuza gelen tüccar işadamı ve yanlarında getirdikleri kadınlarla birlikte taklitler de başlamıştır. özellikle avrupanın diğer ülkelerinden gelen gemiler de fransız bayrağı çekmişler ve fransızların elde ettikleri ayrıcalıklardan faydalanmak istemişlerdir. hatta bu sayede halk tüm fransız bayraklı gemileri fransız zannetmiş ve onlardan öğrendikleri kültürü ağır ağır benimsemişlerdir. alafranga sözcüğünün temelinde de bu vardır. ancak cumhuriyet döneminde bu taklit hız kazanmış; avrupadan ilim, bilim yahut teknoloji almak yerine sürekli yaşam tarzlarını ve eğlence anlayışlarını içselleştiren bir aydın güruhu zuhur etmiştir. buna içerleyen ve hatanın farkında olan bazı devlet adamları ki bunlardan bir tanesi mustafa kemal atatürktür, o meşhur sözünü söylemiştir. günümüzde ise hristiyanlığı ve batıyı taklit önüne geçilemez bir hal almıştır. çünkü dünya o kadar küçülmüştür ki artık hepimiz arka cebimizde taşımaktayız. dünyada neler olup bittiğini takip edebilmekteyiz. peki kimler taklit edilir. yaşadığınız günde teknolojide ilimde, fende, ilerlemiş paranın gücüyle emperyal güç olabilen toplumlar ve onların ürettikleri kültür taklit edilir. bu kesinlikle çocuğunuzu yahut ailenizi milli manevi değerlerle beslemenizle önüne geçilebilecek bir durum değildir.
özetle; yeni birşey yaratamayan, çağa ayak uyduramayan, yaratılan medeniyete katkısı olmayan milletler/toplumlar er geç birilerini taklide gidecektir ve maalesef tarih onları sadece bir coğrafyada yaşayan bir ülke olarak tanımlayacaktır. tek özelliğiniz bir dönem bir coğrafyada olmak olacaktır yani.