Mahallenin koca marketler arasında kalmış küçük bakkalından alırdık. 10 bin liraya, 25 bin liraya. Büyükleri 50 bin liraydı. O zaman paradan altı sıfır da atılmamıştı. Annelerimiz kızarlardı. Meybuz yediğimizi anlamasınlar diye meybuzdan sonra pembeleşen kırmızılaşan yeşeren sararan dilimizi evin dışındaki çeşmede yıkardık. Ne günlermiş.