her şey önce aklı bir yere raptetmekle başladı, aklı rehnetmekle. tek bir söyleme biat etmekle, üzerinde düşünülmüş bir fikre bile değil uzayıp giden sloganların gözleri karartmasıyla başladı, herşey. artık duyulan her söz, okunan her yazı, yapılan her sohbette adım adım cephe tahkim edildi. dünyada iki bilemedin üç tip insan vardır artık. biz vatan, millet severler ve onlar. biz demokrat, yenilikçiler ve onlar. biz iyiler ve onlar. onlar ki hainler, din düşmanları, bölücüler, vatan satıcılar.. işte ne olması gerekiyorsa işte onlar.
ancak aklı bitirmekle iş bitmez. vicdan ordan dürter durur, çünkü bazen kardeşindir onlardan biri, çok sevdiğin bir arkadaşındır. bu vicdanla bu iş yürümez. onada bir yol bulunur hemen. "ayrımcı vicdan" , biz ve ötekiler vicdanı. merhamet, adalet bizim içindir öteki herşeye mübahtır vicdanı. kendi yavrusunu beslemek için ceylan yavrusunu boğazlayan aslan haklılığı.
bu yüzden bundan daha iyi hiç olamayacağız. bu günün mazlumu yarının zalimi olmaya namzet. başımızdaki zalimlerden kurtulsak ne olacak ki zulüm hüküm sürdükçe zalimin ismi değişecek. düzen aynı düzen. şimdiden meydanlarda sözler veriliyor eğer seçimi kazanırsak bu düzenin kökünü kazıycaz deniyor, bir başkası yüce divan diyor, bir başkası hesap sorucaz diyor. sırayı devralan zulme devam edecek ne güzel. bu sözleri duyunca ağzımızdan köpükler çıkartarak bağırıyoruz, coşuyoruz. bu zalimlere zulmedilmesinin hayali ile yaşıyoruz. hepimiz nefret edilecek bir kişi, kavram, düşünce beğenmişiz ne güzel..
birde bugünün zalimlerinin şakşakçıları var tabi. bunlar dünün mazlumları..
büyük bölümünde tecavüze uğramış olmaktan edinilmiş bir stockholm sendromu, zulmedeni bi koruma kollama görevi edinmiş kişilik bozukluğu, "elleri hasta elleri, yüzleri hasta yüzleri".
kurtulamadık gitti şu kepaze hayattan..
açıklama: bu yazıdan bir kaç ay sonra akp seçimi kazanır ve stockholm sendromu meşhur olur. ancak bu yazıda o anlamda kullanılmamıştır. çünkü ben bu insanlar süleyman demirel'i yeniden seçseler de onları suçlamam.