kuramsal ve eylemsel bağlamda maddenin ilk anını açıklanmadığı müddetçe evrim ve diğerleri sığ önermeler olarak kalacaktır.
varoluşa ilişkin önermeler sürecin ortasından başlarlar.
fizik neredeyse sonsuz kez gösterdi ki madde yok olamaz ve sıfırdan var olamaz.
bilinen madde kuramları bile parçacık fiziği ile çoğu kez çok kanun gibi açıkladıklarını yıktı.
bu denli ilerlemelerimiz bize hep maddenin sabitinde bıraktı. maddeyi yok edemiyoruz ve var edemiyoruz.
kendi kendine var olamayan ve yok olamayan (enerji şekil değişimlerini hep beraber biliyoruz herhalde) madde şu an var ise;
nasıl var ?
evrim yada başka bilimlerdeki önermelere kızmak yersiz.
kanıtlanmamış düşünce halleri nihayeten...
ama inanma açlığını orada bastıran insan işte aklını sözde kullananlar onlar !
aynı insan sormuyor mu kendine;
evrenin genişlediğini yazan 1400 yıllık bir kitap haksız olabilir mi ?
ki bahsedilen genişleme ancak eistein modern fizik kuramları ve hubble teleskopunun varlığı ile ancak son yüzyılda ortaya çıktı...
o kitap bunu nasıl biliyor ?
tüm kutsal kitaplar değiştirilmişken onu neden değiştiremiyorlar ?
kendisinde yazıldığı gibi "onu biz indirdik, koruyucusu biziz" denmesi doğru değil mi?
varlık nasıl başladı ?
varlık hiç yokken nasıl oldu ?
hiçlikten tek atom vardı o patladı diyorsan o atomdan önce ne vardı ?
niçin varız ?
evrim benim inanma açlığımı bastırma şeklim mi ?
bir dönem insanlar dünyanın düz olduğuna inanıyordu, onlardan farkım ne ?
mutasyon neden var ?
.
.
.
insanın aklında çıkan her soru onu allah'a götürebilir...
yeter ki vicdan ile muhakeme etsin !