epeydir göremiyordum, kırk takla atmama rağmen. şehir dışından geldim dedim, hemen bakıp çıkacağım dedim, çok yaklaşmam dedim hijyen için ama hayır almadılar, yoğun bakıma ziyaretçi alamıyoruz dediler. haftalar sonra servise çıktığında gittim, kapıyı açtım. karşımda, yatıyor uyur gibi. ama uyku değil. küçücük kalmış. oysa ne uzun ne babayiğit kadındı...fatma kadın ki on beş çocuk anası, beşi üvey; ama ayrı gayrı yok, "babanızın emaneti onlar, geçimsizlik etmeyin"... her nefes alışı eziyet gibi, belli ki canı yanıyor. sonra sokuluyorum, öpüyorum, hatırlamıyor, tanımıyor. her cümle başında "babana da sana da kurban olurum" dediğin torunun seni çok özlüyor babaanne. ve ne dileyeceğini bilmiyor senin için, bu kadar canın yanarken...
edit: dün onu kaybettik. korkacağımı düşünürdüm ama hiç korkunç değildi. ben bir ölüyü öptüm, korkmadan, koklayarak; hala sıcacıktı. özleyeceğim seni babaanne...