Türkiye'nin belki de politik kültürünün hamlık sürecini aşıp bir ileri seviyeye atlayamamasının temel sebeplerinden biri de Mustafa Kemal Atatürk'ü bu 'putlaştırıcı' / 'ilahlaştırıcı' yaklaşımdır. bu tür yaklaşımlar mozaik olmak yerine belli bir ideolojinin egemen olması halinde, o egemenliğin altında diğer mozaik parçalarının ona koşulsuz şartsız itaatini gerektirir ki bu durumda artık bir mozaik oluşumdan bahsetmek mümkün olamaz. çünkü mozaiklik yapısı gereği, onu oluşturan her bir katılımcının orjinalini sürdürmesine dayanır. Mustafa Kemal atatürk için peygamberlik sıfatı bir şekilde atfedildikten sonra toplumda halkalar çizilir, o halkalar gruplaşmaları kamplaşmaları, nefretleri doğurur. anti-atatürkçülere / anti-kemalizm hareketçilerine karşı onun varlığını korumaya çalışmanın yolu onu putlaştırmaktan geçmiyor. çünkü saf ulus devlet anlayışı / yapısı günümüz dünyasının verileriyle uyuşmuyor. içeride ve dışarıda tek gaye türkiye cumhuriyeti'nin bekası olmalı, ve bu amacın ışığında yekpare bir siyasi düşünce yapısı ya da etnik yapı yerine çizgileri ortadan kaldırıcı 'mozaik yapı' benimsenmelidir. Atatürk'te şu an hayatta olsaydı, bu putlaştırma eğiliminin ne kadar da siyasal rasyonalitenin uzağında olduğunu öğütlerdi 'milleti'ne.