taç may hart diyerekten daldığı dakka, hiç düşünmeden hunharca pausladım filmi. tolga örnek kusura bakmasındı, burada duraksayıp şok geçirmeliydim. nitekim geçirdim de. çünkü sözümün eri bir insandım. itinayla küçük çaplı bir kalp krizi geçirmemin ardından el çabukluğuyla googleda detay aramaya koyuldum. bekliyordum ki adına methiyeler düzülmüş yabancı bir müzik grubu çıksın karşıma. 'lan dümbük nasıl haberin yok bu güzelim gruptan' diye yana yakıla tüm albümlerinin torrent dosyalarını arayayım. fakat, aman allah'ım o da ne? karşıma uruguaylı bir grup çıksa bu denli şaşırmazdım. bunlar, bunlar halis muhlis türktü lan. o nasıl tatlı bir sesti. vakit kaybetmeden bu kadına aşık olmalıydım. bi dakika... lan ben hetero değil miyem? öyleyse kadını boşvereyimdi. vakit kaybetmeden bu adama aşık olmalıydım. nitekim oldum da. çünkü sözümün eri bir insandım. hemen gelinliğimin modeline karar vermeli, düğüne davet edileceklerin listesini çıkarmalı ve son olarak nur topu gibi çocuklarımızın isimlerine karar vermeliydim. çünkü; bunlar belki ayrıntıydı, ama vaktimizi alacaktı. can'ı bunlarla üzmek istemezdim. artık dünyanın en mutlu insanı bendim, allah herkese nasip etsindi.
bir ses...
bir ses...
hah... bu içimdeki tuncel kurtiz'in sesiydi. sanırım beni tebrik edecekti. ya da en kötü ne olabilirdi, karnımda uçuşan kelebeklerden şikayet edecekti. neticede o bir iç sesti ve bu onu rahatsız edebilirdi. Ama bende şans ne gezerdi. Hay sikeyimdi. tuncel beyciğim nasihat verirken kendini kaybetmiş, adeta sokak ağzıyla konuşmaya başlamıştı. "kızım bu heriften sana ekmek çıkmaz" diyordu.
artık bende film izleyecek heves kalmamıştı. zira bir genç kızın hayallerinin yıkılması çok üzücü birşeydi. şarkıyı empeüç playerıma attıktan sonra, kulaklığımı takmış ve hayatla bağlantılarımı kesmiştim. etrafa şahin bakışlar atarak yürüyordum. hayat bana çok pis kazık atmıştı ve ben de can yakmalıydım. şarkı çoktan bitmiş ve sıradaki "Allah belanı versin" isimli güzide eser çalmaya başlamıştı. tabi bende bu arada epey yol almıştım. ve kafamdaki tilkiler iyiden iyiye coşmuştu. ulan nasıl unuturdum benim zaten bir sevgilim vardı. hızlıca telefonuma sarıldım, tüm numaralarımı sergileyecek, sevgilimi baştan çıkaracak ve oooh vomaaan dedirtecektim. Aklımda sadece soyunmak vardı. Soyunmaktan başka bir şeye konsantre olamıyordum. adeta çılgına dönmüştüm.
ve işte...
güdük sevgilim alo diyordu. boğazımı temizleyip, kelimelerin sonunda tıslayaraktan yatak odası ılımanlığıyla, tatlı tatlı my woman'a giriş yaptım. karşı taraftan ses gelmiyordu. sanırım sevdiceğim mest oluyordu. lakin şarkının ooo vomaaan kısmına geliyordum ve o artık birşeyler söylemeliydi. orgazmdan daha zevkli olacak o anı yine birlikte yaşayacaktık.
ve konuştu...
kızım ne içtin sen? siktir git, işim var gücüm var.
adamın işi vardı. ve elbette buna söyleyecek bir sözüm yoktu.