insanın tüm psikolojisini yerle bir eder. beş yıllık sevgiliye alıştığın gibi onun olmadığı günlere de alışmak çok sancılı geçecektir.
yaşanmışlıkları atmak, hayalleri yok etmek, bir yerde incelen ipi koparmak zor olsa da. gördüğün bir çift güzel gözü görmezden gelmek ürpertir insanı. karanlık dehlizlerde yalpalamak gibi bir şeydir. hem terkedilen, hem terkeden için zor bir süreçte sınanmak kadar anlamsız ve dünyanın tüm güzellikleri kadar anlamlıdır aslında. her iki tarafında yıpranmışlığı olur ilişki sürecinde. en başlarda her şey, güllü, dallı, böcekli, çiçekli ve pembe gözükür. ilerleyen zamanlarda renkler yerini daha tozlu hallere çamurlu şekillere bırakır. kurulan hayaller, bir filmin romantik sahnesinde bırakılmıştır bile.
yaşayanlar bilir. alışkanlık denen zehir, vücudun en gizli bölümlerinde yer eder. acı ama gerçek bu, alışkanlık olduğunu farkedersin. aradaki aşk, çocukların elindeki kirdir artık. istanbulu dinle istersen gözlerin kapalı veya en acıklı şiirleri savur o karanlık dehlize. mümkünatı yok. dönüşü olmaz. bir kere çıkarmışsındır iliklerinden, onunla yaşanacak yılları. öyle, ha deyince ayrılık olmadığı gibi, ha deyince kopmak da gerçekleşmiyor ne yazık ki. ömrünün 5 yılını birlikte yürüdüğün insanın her hareketi de bir çivi gibi batar. her hareketi aşırı gelir.
insan bunun alışkanlık olduğunu farkettiği zaman, acı çekmesi de içten olmuyor tabi ki. acıyı öyle taksite bölemiyorsun. tek çekim de yapamıyorsun. hayatına aniden birini almak akıl kârı değil. sürekli eleştirip, karşılaştırma yapıyorsun. kendini toparlama tabiri var bilirsiniz. işte kendinize zaman vermediğiniz an, karşınıza çıkan insanların kalbini delik deşik edebiliyorsunuz. uzun süreli ilişkilerin artısı olduğu gibi eksi olma ihtimalini de göz önünde bulundurmanız gerekiyor.