kırmızı karanfil

entry7 galeri
    4.
  1. bazı hıkaylerı bılenler bılmelyenlere anlatmalı diyip yola cıktım...
    okumayı seven gencımız kutuphaneden aldıgı kıtabı okumaya başladığında sagında solunda kucuk yazılar iliştrildiğini farkeder. meraktan bir kaçını okur ve beğenir, artık öyle bir hal alır ki, kitabı bırakıp yazıları okumaya başlar. kendine çok yakın ve değerli görür sözleri, buda sahibini bulmak için güzel bir nedendir. bir şekilde kitabı bağışlayanın bilgilerine ulaşır ve bir mektup yazar; 'ben bağışladığınız kitabı okudum ve yazılarınız dikkatimi çekti, eğer sizin içinde uygunsa tanışabilir miyiz'. mektuba yanıt olarak şu gelir; 'yazılarımı kitaptan daha çok beğenmeniz hoşuma gitsede bu teklifinizi kabul edemiyeceğim, madem ki yazılarım hoşunuza gitti, mektuplaşmamızda hiç bir sakınca yok'. bu teklifi geri çevirmek olmaz der gencimiz ve yazışmaya başlarlar. yazıştıkları şeyler şurdan burdan olsada, farketmeksizin çoğu zaman kendılerınden bahsetmişlerdir. içten ve samimi olmaları birbirlerine karşı zamanla bağlanmalarına neden olmuştur. gel zaman git zaman birden bire ikinci dünya savaşı patlak verir. ancak bu onları durdurmaz, sperde mektup yazmayı ve okumayı engelleyemez. savaşın en sıcak zamanında bir fikir sunar genç:'eğer burdan sağ salim çıkmayı başarırsam, benimle evlenir misin',cevap hiç gecikmez,'eğer ordan sağ sali gelirsen seninle evlenirim'.
    Savaş bitmiş çocuk memleketine dönmüştür heyacanla. hemen buluşma planlarına koyulur gencımız. deniz kenarında bildiği güzel bir kafeyi tarif eder, yanındakı buyuk cınar ağacının altında ki bankta buluşmayı teklif eder, ve ekler elinde kırmızı bir karanfil olacağını. kızda elınde kızmızı bır canta olacagını ve yanına gelınce ona kosedekı kafede bırseyler ıcmek ıcın teklıfte bulunmasını ıster.
    elbetteki gencımız saatler evelınden bankta beklemeye baslar. birden bire bir kadın gelir yanına, şehvetli ve şuh bir kadındır. belli ettiği şey apaçık bir arakdaaşlık teklifidir, genc adam olan biteni anlamaya çalışırken ve neredeyse kadının rüzgarına kapılma uzereyken biraz ileride bir kadın farkeder. yaşlı, kamburu çıkmış, bembeyaz saçları ve en önemliside elinde kırmızı bir çanta vardır. genç adam bir an düşünür, duygularımı paylaştığım bir kadın mı yoksa gençliği ve güzelliği ile başımı döndüren bir kadın mı?
    güzel kadından özür diler ve yaşlı kadının yanına gider,durdurur ve sorar;'benımle kosedekı kafede birseyler içmek ister misiniz'
    yaşlı kadın bir anda şaşır, karşısında genc bir delikanlı. 'Teşekkür ederim yakışıklı ama elime bu çantayı tutuşturan, kafeye doğru giden şu kadın sizi kafede beklediğini soyledi'..
    her erkek sandığınız gibi değildir (:
    2 ...