kılıçdaroğlu gibi pişkin ve müfteri bir politikacıyla tartışılmayacağını bilen başbakandır. kürşat tüzmeni hedef gösterip, karşısında kürşat tüzmeni bulunca "ehehe ben bi şey demedim ki" diye kıvıran bir adamla ne konuşulup, ne tartışılabilir? evet avrupa'da, abd'de bunlar oluyor ancak orada bu kadar omurgasız politikacılar yok.
yoksa başbakan hiçbir ön hazırlık yapmadan dahi kk ile bir tartışmaya çıksa, puanını arttırır. zira bir tarafta hatiplikte doruğa ulaşmış, 8 yıldır yaptığı icraatlar hasebiyle kendine güvenen bir başbakan diğer tarafta ise çark etmekten imanı gevremiş bir memur var. başbakan bu hakikatlere rağmen kılıçdaroğlu ile tartışmaya çıkmaz. çıkmamakta da haklıdır. kk'nın, melih gökçek ile giriştiği tartışmadaki yan çizmeleri yeterli bir sebeptir. ayrıca kürşat tüzmen de kk'ya bir çağrıda bulunarak tv'de tartışmaya davet etti. ancak kk henüz o mevzuya değinmedi. bu adam yolsuzluk yaptıysa kk bunu tv'de anlatsın.
son olarak; başbakanın hatipliğini, bilgi birikimini eleştirenlere diyecek bir şey bulamıyorum. bir prompter hadisesi üzerinden "başbakan konuşamıyor ki" çıkarımını yapan zeki yurttaşlara ne denebilir ki? adam tam verileri söylerken prompter bozuluyor. ne yapsın yani, kk gibi "allah ne verdiyse" deyip sallasın mı? emin olun başbakanın belki de en iyi olduğu konu hatipliğidir. belediye başkanıyken de mi yaptığı mitinglerde prompter kullanıyordu?
ayrıca geçenlerde başbakan, bloomberg'de charlie rose'un hiç de çanak olmayan sorularını soğukkanlılık içinde cevapladı. ortada prompter da yoktu. *