nihal bengisu karaca

entry195 galeri
    76.
  1. 25 mayıs 2011 tarihli yazısı ile sibel üresin isimli kişiye destekli giydiren kalemdir.

    (bkz: işte o yazı)

    AiLE ve evlilik danışmanı Sibel Üresin, "Çokeşlilik yasallaşmalı" demiş. Önce Habertürk, daha sonra birçok gazete, Üresin'in görüşlerine yer açmış.
    "Erkeklerin yüzde 85'i aldatıyor. Bu muhafazakâr kesimde 'imam nikâhlı eş', diğer kesimde 'metres' adını alıyor."
    "Zengin, kariyerli, parası olan ve cinsel gücü fazla olan erkek çokeşliliği seçebiliyor."
    "Bir erkek, kadında arkadaşlık, cinsellik, annelik ve ev kadınlığı arar. Bu özellikleri taşımıyorsanız, eşiniz tarafından aldatılmaya hazır olmalısınız. Erkek için bu haklı bir arayıştır. Bir ayrılık yaşaması durumunda yaşayacaklarının tahlilini sağlıklı yapan bir kadın, bence çokeşliliği kurtuluş olarak görmelidir... Çokeşlilikte asıl ağır fatura erkeğe çıkıyor. Madden ve manen zarara uğruyor."
    Bunlar Sibel Hanım'ın incileri. Bugünlerde onun gibisi çok. Bir diğeri de "Kadının erkeğe itaati şarttır ama ah o kötü Müslüman feminik kadınlar yok mu, ayetlerden ödleri kopuyor" yollu müşteki yazılar yazmakta, bir internet sitesinde. Erkek arzularına geçiş üstünlüğü sağlayıp, kadını stabilize eden argümanlar üreterek, erkek imtiyazlarını dehleyerek ışıldıyorlar. Konjonktür müsait. Allah konjonktürü ıslah etsin.
    Konumuza dönelim: Sibel Hanım, hayatın zengin ve kariyeri olan erkeklerin oluşturduğu statükoya göre dizayn edilecek bir malzeme olduğunu düşünüyorsa nasıl hâlâ dindar kalabiliyor çok merak ettim. Çünkü dindarlık avantajsız kitleler için -ister kadın olsun isterse yoksul- bir hakkaniyet arayışını taşımadığı zaman vicdansızlaşır, o vakit artık dindarlık olmaktan da çıkar. Ayrıca insan varoluşuna anlam kattığı için inanır, kendisini alçalttığı için değil. Yaratılmış olmayı bir şereflendirilme vesilesi saydığımız anda, insan onuruna yaraşır bir planın da parçası olmaya çalışırız. Tersi söz konusu değildir.
    Hayatın zengin ve kariyeri olan; arzularını başkalarının mutsuzluğu pahasına giderme eğilimi içinde olan erk sahibi erkeğin hizmetine sunulmuş bir "statüko"da sabitlenmesini kabul etmek, böyle bir veriyi kaçınılamaz ve değiştirilemez olarak kabul etmek, din tarafından önerilen bir tasavvur değildir, bu neo-liberalizmin hayat felsefesidir. Ucu sosyal Darvinizm'e kadar gider. Kimse kendini kandırmasın, böyle bir hayat dizaynının Kuran'ın sunduğu "ideal" olduğunu iddia etmesin.

    BiLDiĞiN OPORTÜNiZM...
    Çokeşliliğin Kuran'da geçtiğini, dolayısıyla bunu tartışmanın bizi şirke götüreceğini söylüyor Sibel Hanım. Bana kalırsa haddini aşıyor. Ayetin lafzının ancak ruhu ile mana kazanacağı, ayetin hangi maksada binaen ve hangi durumu hedeflemek amacıyla indirildiğine bakma gerekliliği Kuran tefsirinin olmazsa olmazıdır. Çokeşlilik için ruhsat verdiği iddia edilen Nisa Suresi 3. Ayet, bir kadınla yetinemeyen erkekleri rahatlatmak için değil, sınırsız sayıda eş/partner sahibi olabilen ve eşleri arasında adaleti sağlayamayan erkeklerin alanını daraltmak için inmiştir. Ayetten sonra evlenme oranlarının değil, tam tersine boşanma oranlarının arttığı rivayet edilir; sözgelimi on beş karısı olan erkek, eş sayısını azaltmış, boşandığı kadınların da bekâr erkeklerle nikâhlanması sağlanmıştır. Ayet, bir Arap örfü olan çokeşliliği "En iyisi tek bir eşle yetinmenizdir" diyerek ıslah etmiştir.
    Nitekim bunu ayetin o dönemdeki muhatapları anlamış ama günümüz erkeği anlamamıştır. Çünkü anlamak bir imtiyazdan feragat etmek olacaktır. Bu maksadı anlamak, modern hayatın getirdiği karşılaşmalarla, sözgelimi hemen yan tarafta bacak bacak üstüne atmış dekoltesi geniş, seksapeli yüksek bir kadından tahrik olmasına rağmen "hiçbir şey belli etmeden" terbiyeli davranmak zorunda olduğunu bilen ve baskı altında kalan erkeğin işine gelmemektedir.
    O şimdi içinde büyüyen "çeşit yapma" canavarını, hiç değilse bir kadınla daha, olmadı iki kadınla daha ilişkiye girerek tatmin etmek istemektedir, bu şansı verdiğini düşündüğü "statüko"yu terk etmek de işine gelmez. Ayetin "daraltma", "sınırlama" eğilimi görmezden gelinerek "Bak bak, dörde kadar yolu var dedi" mantığına yaslanmak, hiç kuşkusuz bir erkek oportünizmidir.
    Kadın ve erkek arasındaki yaratılış farkının farkında olmak ayrı şey, erkek oportünizminin değirmenine hevesle su taşıyan bir kadın olmak ayrı şey. ilki, bir bilinç düzeyidir, ikincisi zavallılık.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük