Zülfü Livaneli' nin Serenad kitabında bahsi geçen gemi.
Türkiye,Ingiltere,Almanya,Romanya ve Rusya' nın, her birinin, onca çocuğun katili olduğu; Şile mevziinde 73- 80m derinlikte batığı bulunabilecek; 769 adet insana 24 Subat 1942 tarihinde mezar olmuş bir gemi Struma.
Teğmen Dejnenko, gemiye sinyal yollandığını ancak cevap gelmediğini, SC 213 numaralı Sovyet denizaltısının gemiyi torpillediğini belirtti. Frankfurt Savcılığı' nın görevlendirdiği bir Alman araştırmacı Dr. Jurgen Rohwer olaydan yıllar sonra- 60lı yıllarda- bu gerçeği ortaya çıkardı.
Stalin' in Karadeniz' deki her kimliği belirsiz gemiyi batırma talimatı vardı çünkü.
20 Nisan 1942 tarihinde dönemin başbakanı olan Dr. Refik Saydam ise şöyle söyledi:
" Biz bu hususta elimizden gelen her şeyi yaptık, maddi manevi en ufak mesuliyetimiz yoktur. Türkiye başkaları tarafından arzu edilmeyen insanlar için vatan hizmeti göremez. Bizim tuttuğumuz yol budur. Kendilerini bu sebepten Istanbul' da alıkoyamadık. Cok yazık ki, bir kazaya kurban gittiler. "
Sualtı Araştırmaları Derneği( SAD) bu deniz mezarlığını dört kişilik bir grupla, TDT ve BAG' nin desteğiyle 16 Temmuz 2000 tarihinde, ziyaret ederek geminin 46 metre boya ve 6 metre ene sahip olduğunu kaydetmiş.
Gemide tek bir tuvalet olduğu, insanların tuvalet ihtiyaçlarını güvertede giderdiği ve gemide bu yüzden dizanterinin baş gösterdiği de gemideki insanların hangi koşullarda yaşadıkları hakkında sağlam bir örnek niteliğinde.
Kim ne derse desin, Türkiye ne kadar çaresizce tarafsız kalmaya çalışmış da olsa, Struma insanlık tarihinin en büyük ayıplarındandır. Devletler arası politik çekişmeler, savaşlar, isyanlar, sürgünler...
Ne yaşanırsa yaşansın hırpalanıp zarar gören hep insandır.
Struma, bilinmeli ve anlatılmalı!
Zülfü Livaneli isabetli bir konu seçmiş, kendisini gönülden tebrik ederim.