"Kişilerin bir kısmı, Kızılay'da Tuna Caddesi'nin girişindeki canlı bir mekân olan Piknik'te ve civarında dolanırlar. Burası açılış sayfasında anılır:Kızılay
semtinin en civcivli, gürültülü, servisi en çabuk, en ayakaltı yeri olan Piknik' in oraya akıyordu kalabalık. (Soysal 1973: 5). Soysal da Özdemir Nutku ile evli olduğu yıllarda, bu mekâna sıklıkla uğrayanlardandır. Piknik, o yıllarda, Türk edebiyatında 1950 kuşağını oluşturan ve Mavi (1 Kasım 1952-Nisan 1956) dergisi etrafında kümelenen genç sanatçıların buluşma yeridir. Sanat yaşamlarının başlangıcında yer alan bu sanatçılardan bazıları şunlardır:
Güner Sümer, Bekir Çiftçi, Orhan Duru, Ferit Edgü, Demir Özlü, Ahmet
Oktay, Erdal Öz (Doğan 2003: 51)."
Kızılay'ın ayrıcalıklı konumuna karşın, Ulus, ihmal edilmiş, geri kalmış eski kent görünümleriyle romana girer. Tezgâhtar Ahmet, bu semti hep babasının büyük bir meydan savaşı veren kumandan tavrıyla, kış başında eve yığdığı,can sıkıcı soğan, patates çuvalları, pis peynir, zeytinyağı tenekeleriyle (Soysal 1973: 14) anımsar. Babası, hasislik ederek yoksulluğu yeneceğini sanmak (Soysal 1973: 15) gafletinde bulunmuştur. Banka çalışanı Mehtap'ın ailesi Yenimahalle'de ikamet etmektedir. Mehtap'ın ailesinin yoksulluğu, yaşadıkları semtin yoksulluğuyla birlikte sergilenir: Yenimahalle'de, muslukları, her şeyi her an bozulan, kötü malzemeyle yapılmış, mutfağının duvarları su sızdıran, kalorifersiz, kömür hakkı da olmayan bir evde oturuyorlardı
(Soysal 1973: 68). Mehtap, bu yüzden, babası ile annesinin rahat
yüzü görebileceği, kendilerine ait bir ev alma hayaliyle yaşar. Ali'nin ailesi de Dışkapı'nın arka sokaklarında, kanalizasyon atıkları taşıyan derenin yanındaki tek katlı bir evde yaşar.