liberal ekonominin kaleleri olan burjuva demokrasileri kendi içlerinde yaşadıkları hitler deneyimin ardından zorunlu olarak uyanmıştır. örneğin "Jörg Haider" derhal indirilmiş ve kendi piyasa ekonomilerinin ve halkının geleceği karanlıkta bırakılmamıştır. ancak kapitalizmin kaymak tabakasından beslenen ülkelerin, diğer toplumlara dayattığı emperyalist politikalar, imf, dünya bankası gibi ekonomik oluşumlarla sömürdüğü, globalleşme ile sınıf farklarının gittikçe sivrildiği ve bunun karşısında zaman zaman uyanmaya başlayan toplumların verdiği tepkiye karşılık gelişen ve neredeyse toplumsal bir kader olarak vuku bulan olay yadsınamaz bir gerçektir.
emek ve sermaye arasındaki çelişkinin proleterya tarafından ortaya konduğu, dolayısıyla toplumun gözünde bir realite olarak algılandığı dönemlerde kapitalizmin "truva atı" faşizm in sahneye çıkıp süratle yol aldığı gerçeği aynı zamanda dünya nın bir çok bölgesinde yaşanmış bir acıdır. almanya, italya, ve daha pek çok ülkede bu truva atı oyunu sahnelenmiş, "insan" olana yakışmayacak trajedilerin yaşanmasına neden olmuştur. günümüzde de aynı antagonizmanın devamı sağlanmaktadır. lumpen, şiddet yanlısı, faşist ve idrak etme yetisi yeterince gelişmemiş kesimlerin kullanılması ile trajedinin devamı sağlanmaktadır.