ilkokulda hafta içi her gün okuduğumuz andımızda yer alan son cümle ile anlamını dahi bilmediğimiz bir ezberle yıllarımızı geçirdik. ne mutlu türk'üm diyene, diyebilene cümlesi bazıları için bir gurur belirtisiyken bazıları için ırkçı bir slogan olarak benimsendi. milli şuuru aşılamak için gerekli olduğu açıklamaları getirildi ama asıl ayrılıkçı söz 'ne mutlu türk olana' da diretmekti.
türkiye'yi sevmek, uğruna can verebilmek için ırkın, kanın, dinin önemli olmadığını anlamayan ve hiçbir zaman anlamayacak olan, türk olmayanları ötekileştirmeye çalışan bir söylemdir.
türkiye'de yaşayan bu ülkenin sefasını da, cefasını da çeken birine belli şartlar altında 'ne mutlu türk'üm diyene' dedirtmek normal karşılanabilir ama 'ne mutlu türk olana' dedirtmek tamamen faşizan bir yaklaşımdır. türkiye'de yaşayan çerkesi, arabı, kürdü, lazı hiçe saymaktır. ırkla, kanla övünmenin bizi bir yere taşımayacağını bilmemektir. her şeyden önce insan olunması gerektiğini unutmaktır. her millet tarihiyle, atalarıyla gurur duyuyordur. öyle ki türkiye'deki her etnik grup için kendi tarihi dışında osmanlı da ayrı bir övünç kaynağıdır. asıl mesele osmanlı'nın 600 yıl gibi uzun bir zaman diliminde o kadar farklı etnik grubu nasıl bir arada tutabildiğini anlamaya çalışmak ve ırkçı söylemlerden uzaklaşıp önce insan olmayı başarabilmektir.belki o zaman tarihiyle gurur duymayı hak eden bir türkiye olabiliriz.