he abi he deyip koşarak uzaklaşılası, koşarken de arada arkaya baktıktan sonra hızın arttırılmasıyla ilişkilendiribileceklerden.
ulan olaylara bugünün gözüyle bakmaya nasıl alıştıysanız, gerçi sizin suçunuz değil anlıyorum, lise 2 tarih kitabı, tarihe dair okuduğunuz tek şey olunca işte böyle oluyor.
mustafa kemal'in büyüklüğü, kendisinin riskten riske, maceradan maceraya atılmış olmasındadır. misalen ittihatçıların almanya ve kırım'a gittiği devirden itibaren mustafa kemal'in kafasında yeni kurulacak meclislerden birinde bir bakanlığa gelip memleketin selametini öyle sağlamaya çalışmak vardır. * sonraları mustafa kemal'in fikriyatı değişmiş, kazım karabekir'in de memleketin selameti için doğuya gitme kararından da etkilenerek samsun'a gitmiştir. mustafa kemal'in samsun'a çıkması bile başlı başına bir maceradır. hayır, sorarlar adama, hiç mi nutuk'u okumadınız lan, düdük müsünüz abicim? orada doğuda şehirler arasında gezerken kürtler tarafından yollarının çevrilmesi riskinden, milli mücadele'nin büyükleri arasındaki çıkar çatışmalarına kadar her türlü ince hesap gayet açık net şekilde görülüyor.
hadi onları geçtim, mustafa kemal'in kütahya-eskişehir bozgunundan sonra kumandayı tek başına ele alıp sakarya muharebesi'ni yönetmesi risk değildir de nedir? yani bugün belki o muharebede bir aksilik olsa bugün hiçbirimiz mustafa kemal'in adını bile duymayacaktık.
özet: mustafa kemal hayaller peşinde koşmamış, risk almamış, maceracı değildir demek mustafa kemal'e hakarettir. bunu böyle bilin.