lakin sevgilisi olan ve dünya hanımlarınca "erkek güzeli" olarak tanımlanan beyefendiden (bkz: leonardo dicaprio) ayrıldığını öğrenmem beni sabah sabah değişik düşüncelere gark etti.
netten okuyorum ayrılık haberini. habere destek mahiyetinde hanımefendinin çeşitli fotoğrafları kullanılmış onlarca. bakıyorsun; mükemmel. saçma bulduğum ve tasvip etmediği allah özene bözene yaratmış klişesini devreye soksak, bu hanım için "allah şov yapmış"" derdim ben. öyle bir güzel.
ve fakat bakıyorsun; sevgilisi tarafından terk edilmiş. ona nispet yapıyormuş, eğleniyormuş falan filan.
uzatmayayım; bir erkek cinsinin böyle bir dişiyi diğer aslanların eline terk etmesi dış güzellik değil iç güzellik mühimdir klişesinin doğru olduğunun ispatıdır efendim.
güzellik bir ilişkinin, bir evliliğin yürümesi için yeterli olsaydı bunlar birbirini bırakmazdı.
aşk, ihtiras, şehvet vs. geçici, daha doğrusu boyut ve şekil değiştiren mevhumlar olmasaydı bunlar ayrılmazdı.
dolayısı ile, evlilik mevzu bahis olduğunda, eş seçiminde ilk ve tek kriterin fiziksel özelliklerin olması temelden yanlıştır sonucuna varıyoruz bu israilli afetin hayatına bir dikiz attığımızda.
yani bugün salyalarını akıtarak ekrandan izlediğin bu mankeni sana sözleseler, nişanlasalar, şayet kafan uymuyorsa, hayata bakış açın paralel değilse dayanabileceğin maksimum süre 1-2 senedir diyoruz. 2 sene sonra şeytan görsün yüzünü dersin, sonra biri çıkar "vay hayvan oğlu hayvan bıraktığı kıza bak" der.
kimisi de bundan felsefik neticeler çıkarır, karısına bir kez daha bağlanır ve tutar sözlüğün sabah sabah beynini zker.