bu durumun dikkati çeken bir çok yönü var. öncelikle belki bir an için ülke olarak kendimizi yunanistan'ın yerine koyacak olsak 'eurozone' da olmadığımız için halimize şükredesimiz gelir. öte yandan da atina sokaklarına bir göz atacak olsak, adamların en varoşu yine ülkem insanının en düşkünüyle kıyaslanamayacak derecede iyi yaşam koşullarına sahip,bunun böyle olması bize çekici gelebilir yunanistan'ın AB üyeliği. o vakit ortaya çıkan tek sonuç şu: adamlar yerel/milli düzeyde halk içinde katmanlaşmayı önlemişler, herkesin ortalama ekonomik durumu tatmin edici durumda, bir şekilde parayı halka bir ölçüde akıtmayı başarmış adamlar; birlik düzeyinde ise s.ç.ş işte, sen parayı al al fondan, şeffaflığı yok et, yolsuzluğa vur, ee şimdi 2 aylık nakit para da bitsin ilerleyen günlerde, artık Tahrir meydanının bir eşini komşu ülkenin syntagma meydanından izlemeye devam edeceğiz. (buarada bu kesinlikle bir temenni değil, nacizane bir öngörü)