15.
-
Bugün ahmet benim,
ama dünkü Ahmet değil
Bugün anka benim,
ama yemle beslenen kuşcağız değil
Enelhak kadehiyle
bir yudum içen sızdı
Tarılık şarabından
Şişelerle, küplerle içtim ben, sızmadım,
ben, sultanların aradığı sultan
Ben hâcetler kıblesiyim
Gönlün kıblesiyim ben
Ben cuma mescidi değilim,
insanlık mescidiyim ben
Ben saf aynayım,
sırım dökülmemiş, paslanmamışım
Ben kin dolu bir gönül değilim,
Sinâ dağının gönlüyüm ben
Üzüm sarhoşluğu değil benim sarhoşluğum,
benim sarhoşluğumun sonu yok
Tarhana çorbası içmem ben,
can yemeği yerim,
içerim can şerbeti
işte sarttı seni
bir gümüş bedenlinin özlemi
Altın haline geldin artık
Sen altına âşıksın,
altın benim rengime âşık
Gönlü saf sûfiyim ben,
benim tekkem âlem,
medresem dünya benim
Değilim abalı sûfilerden
ister yakarış eri ol sen,
meyhane eri istersen,
bundan sanki ne çıkar?
Yok cumartesiymiş, yok cumaymış,
bence ne farkı var?
Gerçeğin tadını alan er
ne altına aldırış eder,
ne kalendar tacına bakar
Ne tasası vardır, ne kini
Ey Tebriz'li hak Şems'i,
yüzünü göstermediysen sen,
yoksul çaresiz kalırdı kulun;
ne gönlü olurdu, ne dini...