kötü bir memlekette okumak zorunda kalan, dersleri kötü olan ve çalışamayan, sevgilisinden ayrılmış ve unutamamış, yapayalnız ve aklında bin türlü şey dolaşan bir insanın şizofreniye doğru attığı son adımlardan biridir. yapacak bir şey olmaması başına vurmuştur gider tek başına 2k11 oynar hayatından tek tadı da budur zaten.
etraftakileri umursamadan oynadığı maçı kendisi anlatır. maçı anlatan murat kosova ya da murathanoğlu, yorumcu da kaan kural olur. koca ps cafede murathanoğlu aksanıyla "lööbraaaannn jeğğğymmmssss !" diye bağırır, kural tarzında "ohohohoh" kahkahalarıyla baya eğlendirir kendini. maçın kritik anlarında gelen poster smacındaysa ayağa kalkar, kollarını önde çapraz birleştirir, burnunu hafiften kıvırır ve sinirli bakışlarla etraftakilere kafa sallar. (bkz: amare stoudemire) son saniye basketiyle maçı kazandığındaysa gayet sakin bir şekilde kalkar kollarını açarak tuvalete doğru yürür. böyle bir manyaktır kendisi ama eğlenir baya da.
