telsizinden cinayet haberi duyan polis otosunun sireniyle uyandım işe. zaten kandırılmam da böyle bi cinayet olmayıp ihbarı yapanların polisin çabuk gelmesini arzuladığından attığı yalanı eyleme geçirdiği anlara tekabül ediyor. işte bu kızın da beni kandırabileceği anca bu kadarlık bi süreç. neticede salak değilim, bunda hemfikirim hem de zıtsınız değil mi?
sevgilisi olan bir kız bakire değildir kardeşim! beni dinlemeyipte geçmişinde sevgilisi olan bi kıza yanaşmak aklınızın ucundan geçerse dahi kaybedersiniz. düşünmek eyleme geçmektir çünkü hee! neticede kırmızı kurdela takmak bakirelere yakışır, bembeyaz gelinliği ile masumiyet müzesinde sergilenebilecek kadar masum iken hem de.
bu devirde sevgililik mevzusu alacak vereceğe bağlı. o bana onu yaptı, ben ona bunu yapmalıyım şeklinde. canı yananın can yakmasıyla döngü halini almış vaziyette. bir yanda sevda, bir yanda yalan, bir yanda da yalan mı gerçek mi belli olmayan hayatın her anına tanık olan dünya. ödemeli sevdalarla dolan dünyada, sekse susamış nefs köpeklerinin havlaması duyuluyor, beş vakit namazla beraber. kimse de bana iddia etmesin aksini.
sevmek yok,
sevgi yok,
aşk yok,
gece yok,
gündüz yok,
gece ile gündüz benziyor artık, çoğunlukla gece ama sanki. her an bi aydınlığa denk gelecek diye de insanlar koşturmaca içinde.
neyse, açın bi demet akalın şarkısı kankanızla. iki tur atın bebekte, geçer bu. iyi şeyler olmuyor artık. patlayan patladığıyla, s.ken siktiğiyle kalıyor nitekim.
işte en çokta bu yüzden beni masumiyetinize inandıramayacak, sevgilisi olan bir kız da bakire olduğuna inandıramayacak beni.