sanal solcuların inanılmaz dramı

entry1 galeri
    1.
  1. gördükçe içimi acıtan, insanlık adına umutlarımı körelten ibret ve utanç dolu hikaye.

    sözlükteki tüm solcuları kastetmiyorum. çünkü onların içinde neye inanırlarsa inansın, insanı nitelikleriyle, iletişim yetisiyle, barışçıl ve uysal düşünceleriyle değerlendiren, onları olduğu gibi kabul edip fikirlerini açıkça tartışan ama bu sistemin insani olmadığını, insan emeğinin değer görmediğini, insanlığın kurtuluşunun ancak onun değerini, onurunu, emeğini çalan bir sistemin karşısında durmakla olacağını ve bunun için siyasi kimlik değil yalnızca akıl ve ortak vicdan sahibi olmak gerektiğini anlatan tanıdıklarım var.

    benim birazdan bahsedeceklerim “tok satıcı”lar; insanı kazanmaya değil onu ezmeye, aşağılamaya ve yok etmeye meyyal, devrimci şiddet kavramından fersah fersah uzakta bir riyakarlıkla insanları inançlarından, sözlerinden, fikirlerinden ötürü yaftalayarak, küçümseyerek “solcu” olduklarını zanneden ve bunu sadece insanların yüzlerine, gözlerine bakma cesareti olmadan yapabilecek bir avuç sistem mağdurudur.

    burada kendimi kastetmiyorum yalnızca, solcu olduğunu iddia etmenin insana yüklediği siyasi duruş ve sorumluluk gereği tek tek her yurttaşına, akrabasına, mahallelisine, sınıf arkadaşına, sevgilisine insanlık onurunun kaybolmaması için çalışmak gerektiğini hatırlatması gereken bu insanların insanlığın umudu olacak bir devrimi, bir hak mücadelesi zaferini gerçekleştirebileceklerine inanmıyorum, zaten onlar da inanmıyorlar, zaten hangimiz gerçekten inanıyoruz?

    ben, evet allah'a inanıyorum, bu inanç için rasyonel nedenlerimi kaybetsem de inanıyorum. o'na inanıyorum çünkü ne kadar muhteşem bir varlık olduğumu biliyorum, her insana inandığım gibi inanıyorum. bu yaşamı o’na borçlu olduğumu hissediyorum, akli gerekçeleri olmasına gerek yok. ve bayım ben bir komünist olabilirdim ama olmadım, anlatmadılar, gelip beni kazanmadılar, “örgütlemediler”.

    şimdi sen bana gelip diyorsun ki “devrim için hiçbir şey yapmadım, insanlık için hiçbir şey yapmadım ama burada herkese hakaret ederim, insanların inançlarını hiçe sayar, kutsal tanımazlık oynayarak seni ve senin gibileri aşağılarım ve bu yanıma kar kalır.”

    çok yanılıyorsun.

    çünkü sizin gibilerin kim olduklarını iyi biliyorum, sizler bu inancı miras alanlarsınız, ona inanmak için mücadele vermeyen, başkalarının ona inanıp inanmaması umrunda olmayan tok satıcılar.

    yobazlığın, bağnazlığın yalnızca bir dine inanmak, bir siyasi görüşe destek vermek olduğunu zanneden sizler, yobaz müslümanlara ne kadar benzediğinizin farkında bile değilsiniz. onlar da insanın içindeki yaşamı, umudu, sevgiyi görmezden gelerek onu sindirmeye, horgörüp aşağılamaya, ya kendisine uydurmaya ya yok etmeye inanırlar.

    egoları bununla tatmin olur, sahip olduklarını sandıkları inanç için hiçbir bedel ödememiş insanlar zaten hep böyledir. nerede görsem tanırım.

    mücadele vermek illa büyük işler yapmak demek değil. birisi “bu müslümanların alayı orospu çocuğu, bu kadınların hepsi böyle, bu fikirlerin hiçbir değeri yok, bu kürtler insan değil” dediğinde ona engel olmak da devrim adına bir mücadeledir.

    insanlık suçları üzerinde yükselecek bir devrime ihtiyacımız yok.

    yalnızca yaşadığımız sistemin faşist kılcal damarlarını beslemeye yarayan bu yöntemle solcu değil ancak devrime inanmayan, onun için mücadele etmeyen, onu zaten istemeyen bir insanlık düşmanı olunur.
    0 ...