tasavvuf geleneği içinde şarab kelimesini allah aşkı anlamında mecaz olarak değil de basbayağı üzüm şarabı anlamında kullanan büyük edip, derviş. şarab içmek tasavvuf geleneğinde hep manidar bulunmuştur. bugün bile en bereketli irşadı yürüten asrın büyük sufileri ayyaşlara, şarapçılara özel muhabbet beslemektedir.
"daha üzüm yok idi, biz şarap sarhoşuyduk" diyor derviş.
son dönem büyük tasavvuf adamlarından fethi gemuhluoğlu ayyaş neyzen tevfik için "hazret-i neyzen tevfik" ifadesini kullanıyor.
menzil cemaati bütün dindarların uzak durduğu, yüz çevirdiği sarhoşları ısrarla aralarına alıyor, hatta cemaatin büyük bölümü eski sarhoşlardan oluşuyor. nedir bu şarabın hikmeti ki aşk ehli ona haram olmasına rağmen böyle iltifat ediyorlar.
evvela şarap aklın düşmanı olduğu için aklın müttefikidir.
ayrıca islam şarabı son ümmete kadar yasaklamamış çoğu sahabe haram olmadan evvel şarap içmiştir, şarabın haram kılınma sebebi şüphesiz imtihandır. yahudilere de iç yağı haram edilmişti ki bize helaldir, şeklindeki eşari vari bir yaklaşım da şarabın zatına olan antipatiyi azaltır.
şarap yine de kuran'ın ifadesiyle "şeytan işi bir pisliktir", samimi müslümanlar ondan sakınsınlar. ama şarab içenlerden nefret etmesin, onları hor görmesinler, zira büyükk zatlar onlara hürmet etmiştir.