Dünden beri şoktayım, düne kadar Saddam Hüseyinin idamının yanlış olduğunu söyleyen Türkiye bugün bir aydınını bir hiç uğruna yok etmiştir. Her zaman doğrudan yana olan Hrant, kimilerin doğrularına çomak soktuğundan insafsızca öldürülmüştür. işin garibi birkaç gün sonra cinayeti işleyen bir kişi yakalanacak o da "Türkleri aşağıladığı için bu cinayeti işledim diyecektir."Ama ya perde arkasında bir elinde purosu diğer elinde viskisiyle televizyonu izleyen kirli eller ne olacaktır. Bu olaydan önce nice gazetecilerimizi biz yitirmedik mi Ahmet Taner Kışlalının üzerinden bunca zaman geçmesine rağmen failleri bulunmadı, bulunmak istemedi. Hrant ın son yazısında belirtiği gibi"kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim, ama biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz. Güvercinler kentin ta içlerinde, insan kalabalıklarında dahi yaşamlarını sürdürürler.Evet biraz ürkekçe ama bir o kadar da özgürce" diyordu. Ama biz onun dediğini yapamadık biz dün güvercinlere dokunduk, biz güvercinleri kovaladık bahçemizden. Yoksul ama cesur, gerçekçi ama idealist birini ve onun gibi düşünen 61 gazeteceyi kovaladık memlekketten. Ama ne onlar gitti diye güvercinler bizden vazgeçti, ne de biz onlardan vazgeçtik. Dünkü tabloyu unutmayacağım yoksulluğu sadece cebinde hisseden, halkın içinden çıkmış, yurttlarda büyümüş ve dün yerde yatan cansız vücudun ayağındaki delik ayakkabıyı unutmayacağım.Ne ben bir Hrant Dink olabilirim bu saatten sonra nede güvercinler lekesiz uçabilirler gökyüzünde.