kaç sene oldu kim bilir? altı mı yedi mi? o aralar işte. hem pek önemli değil zaten, sonuçta gittin ya, gerisi kimi ilgilendirir ki. pek samimi değildik, selamlaşırdık sadece ama aklımda hep "çok kral adam" diye kalmışsın. öyle zaten he, hemen yanlış anlama. inanır mısın hatırlamıyorum neden vefat ettiği. her neden olursa olsun daha gençtin. tamam yaşlılar ölsün önemli değil demiyorum ama genç insanların erkenden toprak altına girmesi daha bir acı oluyor herkes için. 40 var mıydın acaba?
hatırlıyorum, o zamanlar senin büfe yukarıdaydı, şimdi orada ev var 2 katlı. bahçeli kahve'nin yanına taşıdılar sonradan senin büfeyi. düşünüyorum da, ne çok beklermişiz eskiden öyle ekmek sırası. hadi ben küçüktüm, peki büyükler nasıl katlanıyormuş yahu? 2-3 saat beklerdik sıcacık ekmek alabilmek için. sıra desen ünlü olmuştu zaten "besaş kuyruğu" diye. çok uzun olan şeyleri anlatırken kesin kullanırdık.
senin hanım falan o gün çok ağladı kadıncağız, oğlanı tahmin edersin zaten. ama sevilen insanların cenazeleri kalabalık olurmuş ya, seninki de çok kalabalıktı. neyse, bunları anlatarak daha fazla üzmeyim seni.
yeni geldi bu besaşçı herif. birkaç sene oluyor en fazla. allah seni inandırsın adama selamunaleykum diyorum, selamımı bile almıyor. ekmekleri aldıktan sonra hayırlı işler diyorum, saol bile demiyor anasını satim. güleryüzlü olur bir insan müşteriye karşı. az yukarıya halı saha açıldı, gidip izliyor, arada görüyorum. ben iddaa kuponunda tek maçtan yatarken bu kadar heyecanlanmıyorum, adam onları izlerken kendini parçalıyor. bir süre gittim ama sonraları fena gıcık kaptığım için arka mahalleye yürüyorum artık ekmek almaya senin arkadaşına. ama benden duymuş olma, vefatının ertesi gün katıla katıla gülüyordu. istersen insanlık halidir de, istersen vay şerefsiz. sana kalmış.