sevgilisini çok seven, onun bir dediğini iki etmeyen, onu mutlu etmek için gecesini gündüzüne kadan bir er kişi varmış zamanın birinde. gel gelelim esas kız er kişiye çektirmediğini bırakmamaktaymış ve tripler gırla gitmekteymiş. günlerden bir gün yine er kişi ne yaptığını anlamadan seri şekilde triplere maruz kalmış. kapatmış telefonu oturmuş düşünmeye başlamış, ne yaptım ben, yine ne yaptım ya rab. er kişi düşündükçe sıkılmış, sıkıldıkça düşünmüş, en sonunda bunca acıya dayanamayan er kişinin kalbi krize girmiş ve o anda ayakta olan er kişi birden yere düşüp kafasını da yere çarpmış. apar topar hastaneye kaldırılmış er kişi ama merak etmeyin kurtulmuş er kişi birşey olmamış. sevdiceği esas kız da gelmiş tabii er kişisinin yanına, üzülmeler, sarılmalar, ağlamalar, aşkitom özür dilerimler gırla gidiyormuş kız tarafında ta ki esas oğlan tokadı çarpana kadar. yere düşüp başını vurduğu zaman kafasında kırılan iki tahtadan sonra esas oğlan kendine gelmiş ve kız kişisinin karnından sıpayı sırtından sopayı eksik etmemiş. ondan kelli mutlu mesut yaşamıış gitmişler.
çıkarılması gereken ders: akıllı olun kızlar, sizi seven size değer veren bir erkek varsa hayatınızda onun kıymetini bilin, illa atasözlerini haklı çıkarmayın.