ben bu yazıyı sana yazdım

entry31064 galeri video218
    6029.
  1. --spoiler--
    Hoşça kal...(şiirsel anlatım)

    .............Artık veda etmenin zamanı geldi. Yüreğim kabullenmese de hiç kimseye sevmeyi öğretecek kadar büyük olmadığımı öğrendim. Öğrendiğim bir diğer şeyde ' insan sevmeyi yaşamın içinde ' öğrenebilir ancak. Acı çekerek...severek...ya da zamanı geldiğinde,
    veda etmesini bilerek.
    umutsuz ve katlanılmaz bir acı sorgularken yüreğimi,hem de böylesine severken...sevildiğime inanmışken
    Bu kez ayrıcalı olacak el sallayışım sana, yaşamın zaman aralıklarından izledim seni bir süre.Veda etmeyi düşünene dek.Kahreden sessizliğin...umursamaz tavrınla. Düşünüyorum da niye? ...
    Sevildiğine,beğenildiğine güven mi ne?
    Şimdi yüreğim tutsak ediyor düşüncelerimi,
    SIMSIKI sarıp sarmalıyor, onu açmamı istemiyor artık.
    ' yeterince kırıldın, incitildin, ilginden dolayı küçümsendin ' diyerek.
    Kaç kez veda etmeye niyetlendim kaç kez...
    Belli ki yürekten istemedim.
    Belki...diye diye.
    Ardımda bıraktıklarıma bakmak istemedim.
    Baktım da görmek istemedim.
    Yüreğimden söküp atamam sanısıyla,uzaklaşmak istemedim
    Anılarımdan.
    Hep ' her şey yaşanması gerekenden ibarettir.Yalnızca pişmanlık ve umutsuzluk yok ' derdim.Yaşanan her şeyin anlamı vardı bence.Yaşanan her şeyden bir şeyler öğreniyordum kuşkusuz...

    Yıllar sonra karşılaşmamız basit bir rastlantı değil diye düşündüm.Sana verebileceklerim sınırsız gibi geliyordu bana.Istediğinden bile emin değilken...Gözardı edildim,gözardı edilmeyi hak etmediğim halde,zorla güzellik olmayacağını anlamam gerektiğini bilerek. 'Arama ben ararım ' demene aramamana karşın arayarak,umut ederek...
    Bir telefon sesi bile yaşama bağlayabiliyor insanı,gece gündüz çalmasını bekleyerek....
    çalmaz...işte bir türlü çalmaz...
    işte o zaman içimdeki dürtü ile aramak isterim,ararım.
    Ararım,bir şeyleri paylaşmak için. Belki o an coşkumu,sevincimi,hüznümü paylaşmak istememdendir olur olmaz zamanlarda arayışım.
    Yakın buluşumdandır seni.
    Ne saçma!
    Çok aptalca...
    Ayrımındaysan eğer eskisi kadar çok aramıyorum artık,yüreğimin sesine 'dur' diyebiliyorum biraz biraz...
    Senden uzaklaşacağım
    Düşündüğüm senden
    Düşüncemdeki senden.
    Seninle 'sen' olduğun gibi söyleşeceğim.
    'Sen' olduğun şekilde görmek isteyeceğim.
    Derinden duyumsadığım umutsuzluk yüreğimi sardıkca dostluğumuza,arkadaşlığımıza(?) bakış açımda değişiyor.Uyanmam gerektiğini biliyorum.

    Düşlerimde baş köşemde oturdun hep.Varlığını bilmeden,duyumsamadan.Oysa bana ait tek şeydi düşlerim. Anlattığımda anlayamayacağın,istesende anlatamayacağım düşlerim. Sen istersen düşlerimin dışında kal! ...Gerçekleri yaşadığını sanarak. 'Yaşam bir oyun ' demiştin bir zaman. Neden ve sonuçlarıyla oynanan bir oyun. Tek kişiyle,bir çok kişiyle de oynanabilir.Seçenek senin...Oynadığın oyunun oyuncularını (!) seçmek senin elinde. Yalnız bu oyun akıl ve sabırla oynanır değil mi? Oynamaya başlayınca yaşamın perdeleri açılır ağır ağır,değeri ise izleyenin....
    Bazen oyun içinde işkencede vardır.
    Söyleşememek gibi
    Duyumsamak ama söyleşememek....
    insanın yaşamına yansır da karamsar ve mutsuz kılar insanı.
    Neyse....
    Veda etmenin zamanı geldi demiştim. Veda ettiğimin ayrımında olacak mısın acaba? Dostluğumu, arkadaşlığımı verdim sana karşılıksız Seni sevdiğim gibi... Beni tanımadın, tanımak istemedin belkide. Umutsuzluğumda dahi güzel bir yanı var yaşamın.
    Beni anlayacak birine duyduğum gereksinimim hep var olacak. Sen iç dünyanla, iç çatışmaların,sana benden yakın dostların (!) işinle meşgulken başın eğik;
    Ben ayrımsatmadan veda ediyorum. Yaşam diliminden çıkıp gidiyorum bile...
    Hoşçakal! ...hoşçakal! ...
    --spoiler--
    0 ...