her on entryden dokuzuna imza atan şakoların fırsat vermeyeceği aktivitedir.
özet geçiyorum, meclisin açılışında "allah'ın adı anılarak" kurban kesilmesine, meclis açılışının, mübarek cuma gününe alınmasına karşın mecliste olacakların inançlar öncüllüğüne göre meclise girmemesini öngören düşünce sistemidir. dine değilse de dinin, uygulanışı anlamında peyda olan dalkavukluk müessesesine karşı olduğu sanrısı haklı bir sanrıdır.
bir din olmadığı gibi, din olarak tayin edilmesine de gerek yoktur. zira "kemâlizm-i hâle külliyatı" adı altında kalın kapakla ciltlenip de çok paraya satılmamaktadır. bunların yanısıra da kemalizmin, temelde altı ilkeyle de alakalı olduğunu söyleyemeyiz. hani bu bir yerde geçmişte çakılı kalmaya sebep olacaktır. ihtiyaçlar dahilinde yeni ilkeler, gereksinimler ve ihtiyaçlar da dahil edilerek kemalizme entegre edilmelidir-teknolojik ve sosyolojik gelişmeler dikkate alınarak-. ve fakat böyle bir şeyin ucunu açacak olduğunuzda mahalle bakkalı, sakızların satışlarının arttırılması ilkesini ilk olarak getireceği için ucu kapalı tutulmakta, yeniliklere karşı-yenilikçiyiz diyenler dahi- korku ile yaklaşmaktadırlar.
kemalizm, öyle "fıkıhların" veya "ulemanın" yorumları ile de çarpıtamayacakları türden bir düşünce sistemidir. kur'an-ı kerim'in, türkçeleştirilmesini ve okuyan insanların anlamasını ister bu düşünce sistemi-şimdiki hâliyle pek öyle diyemesem de, çıkışında mevzu budur-. tarikat, cemaat ve buna benzer-insanları sorgulamaktan dahi korkacakları diktalarla etki altına almaya çalışan ve bu yolla siyaset yapan- bütün örgütlere karşı çıkar gene bu düşünce sistemi.
şakirtlerin risale hariç okuma iradesine sahip olduğunu bilsem, devam ederdim fakat "emeli art olan çoban, teslim etmediğin kuzuyu da çaldırır" derler. dolayısıyla daha fazla konuşmak, anlatmaya çalışmak afâki.