cezmi ersöz

entry231 galeri
    173.
  1. Meğer çoktan dökülmüş
    aynalardan sırlar,
    çoktan yayılmış kanser kokusu
    apartman boşluklarına
    ve karanlık pencerelerde
    eski bir çığlık gibi yaşıyormuş kadınlar...

    Yoksa der miydim anneme
    küstah bir şaşkınlıkla,
    bırak artık bu beklemeleri, diye
    çünkü güzel günler geride kaldı,
    beklenen o güzel günler

    O da biliyordu oysa
    bahtsız kadınlar kabilesinde
    ölümün sıradan günlere paylaştırıldığını,
    felaketlerin basit sezgilerle farkedilip
    yürek ağrılarını dindirdiğini.

    Nitekim vazgeçmişti artık
    ipekli kumaşlar dikip
    sakat süvariyi beklemekten...
    Konuştuk uzun uzun
    -balolar, danslar, şenlikler ve
    Cumhuriyet...

    Sonra başını açmasını söyledim ona
    durdu... düşündü...
    ve karanlık anlamları bırakarak ardından
    incecik bir yalnızlık gibi sokaklara çıktı,

    hatırladı kendini... ürperdi...
    Akşamdı... Bizim gibi adamlar haber verdi
    ölüsünün Mercan Karakolu'nda bekletildiğini.
    Başörtüsünü ve amelelere Harb-ı Umumiyi anlatan
    sakat süvariyi kahveden aldım.

    Ne babamın polislere anlattığı
    dokunaklı anılar,
    ne de kirli deniz kokan saçları tanık oldu ölümüne...
    Onun ölümü ne kanser, ne kocası, ne komşular...
    Ölümü, elimde buruşturduğum bu başörtü

    bu baş... bu örtü...
    bu baş... bu örtü...
    bu baş... bu örtü...
    0 ...