tarikatların amaç ve işlerliğinde devlet makanizmaları her daim etkili ve öngüç olduğundan, ve de engel unsur olarak teşkil edilebilirliğinden doğal olarak siyasetle de sürekli iç içelerdir. çünkü işleyişleri için bir çok alanda olduğu gibi siyaset ve dolayısıyla da yönetimide de bir kontrol ve erk sağlamak zorundadırlar. aksi halde, tam laik ve demokratik bir düzende gizli kapaklı icra etmeleri gerekecektir.
aşiretlerin ise mensup olunan insanlar üzerinde mutlak bir kontrolü olduğundan ve bu insanlar da genelde cahil-kültürsüz insanlar olduklarından adeta bir koyun sürüsü gibi çobanları istediği yere yönlendirmekte ve çobanı ele geçiren kimi siyasi otoritelerin de bir bakıma işine geldiğinden bu vesayetleden de arındırılmak istenmemektedir. ki şu an gelinen noktadaki başarılarda da hem tarikat hem de aşiretlerin etkisinin anahtar noktalardan biri haline gelmesi buna en iyi örnektir.