dikkat edilirse 1. dünya savaşı'ndan sonra ırak, türkiye, suriye ve iran arasındaki bölgede "istenseydi" kurulacak olan devletti. hatta musul ve kerkük'ten vazgeçmiş -mantıklı olarak- türkiye'nin bu devlete toprak vermesi bile muhtemel olabilirdi zira lozan'da türk ve kürt olarak iki ana etnik unsurun konuşulması zaten kurulacak milli devletin lozan'da ümmet devleti olarak ele alınmasına yol açmıştı. ancak ingilizler ve fransızlar daha değişik ve de batı dünyasının daha işine gelecek bir strateji uyguladı. bölgedeki bu dört ülkeden topraklar alarak sonradan kanıksanılacak bir kürt devleti kurmak yerine milliyetçilik akımlarıyla ve kendi kışkırtmalarıyla ileride çok güzel kullanabilecekleri "kürt azınlıkları"nı bu ülkelerde bıraktılar. gayet iyi biliyorlardı ki yükselen milliyetçilik akımları bu çevre ülkelerdeki kurucu ve ezici çoğunluktaki halklar için devletin kimliği olacak, batılılar da kürtleri kendi milliyetçiliklerini yapmaları konusunda kışkırtacaktı.
şu an görüyoruz ki, ırak-suriye-türkiye üçlüsü kürtlerden çekiyor. batılıların istediğine doğru ilerliyor ortadoğu'nun kuzeyi, fena olaylara gebe yine bu topraklar.