belirli bir yere gelen insanların hırslarından birşey kaybedememelerini anlamıyorum. ne yani her şey daha iyi yemek daha iyi içmek ve daha iyi giyinmek için mi... bu bana çok hayvanca geliyor.
her zaman kendimi çok yalnız hissetmişimdir. into the wild daki chris gibi doğaya kaçmak isterdim. ama engelleyen o kadar çok şey var ki.
çocukken hep bisiklet tamircisi olmak isterdim.
bugün bisiklet sürerken ilk defa yanıma hava pompası aldım. küçük bir kız çocuğunun ve 12 yaşlarındaki bir çocuğun bisikle tekerini şişirdim. uzaktan kumandalı arabamı sürerken 8 yaşlarında bir çocuk geldi sürer misin dedim. tam 1 dakika olmuştu ki süreli 4 yaşlarında bir çocuk bisikleti ile arabamı ezdi. tekerleği kırıldı. 12 yaşındaki çocuk bir sorun olur mu dedi. olmaz dedim çekti gitti. o an çocuk olup ağlamak istedim. ama bu yaşımla hiç bir şey hissetmedim çünkü yenisini alabilirdim.
kaybettiğimin yerine yenisini alabiliyorsam o şey bana hiç değerli gelmiyor.
çocukluğuma dönüp parliment sinema kulübünün sunduğu pazar gecesi sineması ile ödevimi yaparken uyumak istiyorum.