bu kavramda anlayamadığım olay şudur daha çok; aslında çok da nefret ettiğin bir şey var ortada, varlığına bile katlanamıyorsun, içinden sövüyorsun hatta ama birtakım ahlaki kurallar gereği, adını 'saygı' koyduğun durumdan ötürü, duygularını davranışlara döküp karşındakini belli etmiyorsun. e içinden sövdükten sonra daha bunun neresi saygıdır ki? bir de şu mevzu vardır: sevmeyebilirsin ama saygı duymak 'zorundasın'. hayır efendim, kimse saygı duymak zorunda falan değildir. ki saygı zorlamayla oluyorsa zaten ona saygı denmez. ha saygı duymuyorsun ama karşındakini de kışkırtacak eylemlerde de bulanabileceğin anlamına gelmiyor bu. yok ben kışkırtırım da saygı da duymam diyorsan yediğin dayağın, küfrün sorumlusu bir başkası olmaz velhasıl.*