bir toplumun içinde değer yargılarının eşitliğinden söz edemeyiz. insanlar değişik kültürlerin oluşumundan şekillendikleri için her kültürün güzelliğe bakışı farklı olacaktır. insanlık dünden bugüne değişim içerisinde olduğu için dünya üzerinde var olan her şeyin derecelendirilerek genellenmesi olası değildir. bunun temelinde görecelik söz konusudur. en kelimesinin değişik şekillerde duruşu vardır ve bu duruş da değişkenlik gösterebilmektedir. en güzeller diye sınırlandırılan herhangibir şey, içinde de enlere ayrılabileceğinden değişkenlik gösterebilecek yargıların sınırlandırılması doğru olmayacaktır. nobel ödülü almış bir yapıt dahi için bu geçerli bir durumdur ve bu doğrudan doğruya insanların içindeki güzellik kavramının duruş farklılığından kaynaklanmaktadır.
sanatta da sınırlama yoktur. belli kurallara takılarak yaptıklarımız bizi duygularımızda sıkıştıracaktır. sanat gönül işi olduğundan sanatın içinde bu durumdan dolayı kendinizi özgür hissedemezsiniz ve özgünlük de oluşmaz, oluşamaz. özgünlük, özgürlüğün olduğu yerdedir.
şiirin de ne belli kalıpları ne de en güzeli vardır. güzel olan şiirdir, sanatlar güzeldir ve sanat için sanat yapmak da buna ters düşer. insan varsa orada sanat da vardır o yüzden insan için sanat güzeldir.
güzellik sınırsızdır, kalıpları yoktur. konusu, içeriği, düzenlenişi, emeği, şekli, rengi, kokusu vb. bakımından birbirinden ayrılsa da en güzel diye kabullendirilemez.
güzel, bana güzel görünüyorsa güzeldir. http://www.direngen.com/2010/12/08/guzellik-ozneldir/