giderek artan gizli ya da açık başörtme baskısından daha tehlikeli olan şey bu durumlarda verilen aptal karşılıklar, öne sürülen argümanlar. sen sana müslümanlıkta böyle bıdı bıdı diyen bir adama, "öyle bir şey yok, kur'an'da yazmıyor, allah'la kul arasına kimse giremez." gibi onunkinden daha gerizekalı bir karşılık verirsen o da kalkar sana ya kur'an'dan ya bir hadisten, ya da hangi mezhebe aitse artık o mezhebi düzenleyen kuralların olduğu bir kitaptan, bir yerden bir şey gösterir göt gibi kalırsın. bu sefer, "öyle bir şey yok!" lafın da götüne girer.
bu tarz şeylerin karşılığı, 21.yy'da insan aklının ulaştığı mertebeden verilirse karşıdakinin eline koz vermeden onun aptallığını ortaya sermiş olabilirsin. artık, bilim çağındayız. kimi; laiszm, demokrasi, kadın hak ve hürriyetleri gibi konuların çoktan özümsendiği her anlamda refah toplumlarda artık dinler bir yoga gibi, feng shui gibi bir şey halini almıştır. ne kimse kimseyi yoga yap ya da "senin dinin şu, bu yüzden böyle yapmak zorundasın." şeklinde uyarır ne de yapma der. bireyin dinle olan ilişkisi artık ne toplumsal, ne cemaatsal ne de ailesel bir yapıdadır. yani, biz ailecek dindarız, ben de öyleyim, denmez, evin küçük çocuğu isterse gider budist de olabilir, isterse zen muhabbetlerine de merak salar, ama babası koyu katoliktir belki, kiliseye kayıtlıdır yani vs. artık, bu çağda birisi diğerine tıpkı oy konusunda olduğu gibi "senin dinin ne?" gibi salak, küstah, terbiyesiz bir soru bile soramaz. insanlık bu kadar hassaslaşmıştır bu konuda.
zaten türkiye'deki, sesleri hükümetten alınan gazla da çok yüksekten ve terbiyesizce çıkan dincilerin karşısında durulamamasının en önemli sebebi de, anti-dincilerin dini bir türlü kafalarından atamamalarından kaynaklanıyor toplumsal tartışmalarda. inanmaktan bahsetmiyorum. tabi ki isteyen inanacak. ama "kimsenin öyle bir zorunluluğu yok. türkiye'de böyle bir zorunluluk." şeklindeki gayet tutarlı ve tam anlamıyla "modern" bir girizgahtan sonra "islam'ın felsefesinde de zorlama yok." derseniz, tam anlamıyla sıçarsınız. islam felsefesi ne demek? islam, senin evdeki kötü çeviriden okuduğun birkaç cümle kur'an cümlesi mi? mezhepler, onların kendine ait kurallar bütünü, fıkıh bilimi, hatta tasavvuf ve artık dinin kendisinden önem bakımından daha az değerli olmayan bölgesel özelliklerin (anadolu islamı, arap islamı vs. gibi farklar) dine etkisi vs. ne olacak peki? yani bunca islam allamesi yanlış mı biliyor da veya hepsi kötü niyetli de sen kalkıp, öyle bir şey yok islam'da diyebiliyorsun? bak, ne müslümanım, ne islam'cıyım, türkiye'ye bugün olsa hemen dönerim ama sırf bu islamcı tabaka yüzünden dönmüyorum türkiye'de kendimi aslında çok mutlu hissetmeme rağmen ama ben bile sana bu soruları sorabiliyorum.
karşındaki islamcıya islam üzerinden cevap vermeye kalkma artık! onun elinden mutsuzluğunu gizlemek için sarıldığı din yılanını al, tamam kalkıp sana biat etmez ama hiç değilse komik duruma düşmezsin! biliyorum bunun altında yatan o aslında tatlı sebebi: aslında hepimiz, kimimiz aşırıcı, kimimiz ılımlı, kimimiz modern ama allah sevgisi veya allah korkusu denen şeyle büyüdük. ne tartışması olursa olsun; dinini, küçükken dedenle camiye gitmelerinizi, o güzel iftar yemeklerini bir kenara atamıyorsun, gece yatmadan önce de hala dua ediyorsun, etmeye de devam et hoşuna gidiyorsa, ama u know what i mean, maaannn! yapma artık bunu!