iyi günün de kötü gününde yanındaydım. hep sordular, alay ettiler, bıraksana ya şu takımı dediler. ben onlara her zaman yaşadığım olayı anlattım. şöyle bir hayal edin dedim. 3 yaşındasınız, ankara'nın keskin ayazında, bir pazar sabahı babanızla, a.gücü-trabzonspor maçını izliyorsunuz. tribünde eliniz üşümesine rağmen, küçüçük üzerinde karadeniz el ninosu yazan bayrağa sımsıkı tutunmuşsunuz. gözleriniz o an için gelecek bi gol için kilitlenmiş. dudaklarınızda çıkan tek kelime ise: hamiii gollll golll golll. diyerek cümlemi noktalayarak, karşım da soruyu soran kişinin donup kalması ve cevaplamak yerine konuyu değiştirmesiydi.