saat 3 eminönü

entry2 galeri
    2.
  1. saat 6.30 sıralarıydı. Yoldaş fermat ve ben iftar yapmak için sultanahmete gitmeye karar verdik. çok güzel bir akşam geçirip, yoldaş ile eğlenip gerçekten ramazan ın tadına varmak adına sultanahmet güzel bir yerdi. iftara yarım saat kala varmıştık. çok kalabalık ve bir o kadar güzel bir görüntü vardı. heryerde ailesi ile eğlenip ramazanın güzelliğini tadan çocuklar, hayret içinde hoş bir şekilde etrafı gözlemleyen insanlarla konuşan turistler, sultanahmetin güzelliği içerisinde tatlı bir efekt oluşturuyordu.

    derken vaktin girmesine 15 dakika kalmıştı. ve biz sucuk ekmek yemeye karar verdik. orada stand kurmuş markaları seçmek gerçekten zordu. namlı nın standını seçtik ve oturduk. ayakta duran garsona 2 adet iftarlık dedik ve,

    w: yoldaş çok güzel burası ya, keşke herzaman gelebilsek, dimi?
    f: evet dostum ya, ama fırsat bulamıyo ki herdaim insan.
    w: evet.
    w: yoldaş 1 dakika var yok, nerde kaldı bizim yemekler, öldük açlıktan ya.
    garson: geldi güzel abim
    f: hele şükür be bilader
    w: yoldaş okunuo hadi allah kabul etsin.
    f: dostum allah kabul etsin

    açlıktan ve muhteşem kokan ekmek arası sucukları yemenin verdiği haz ile eğlenip ayranlarımızı yudumluyorken ezan sesleri de beni cezbediyordu gerçekten.

    f: insan da hemen kesiliyo be dostum, bitiremicem galiba
    w: bişey yenmiyo ramazanda be yoldaş, sigara içmek için yiyoruz, ayrıca sen mi bitirmiceksin, yoldaş sen sonradan açılırsın ya, ben bilirim
    f: bu defa zorlıyayım bakalım dostum

    ben yiyeceğimi bitirp son yudum ayranımı çektim ve

    w: garson 2 çay, hapishane çayı olsun
    garson: ustaaa, iki demli çek
    f: hele şükür bitti dostum, bi çay sigara yapalım ama dimi, bu da bünye yani
    w: e bünye ne isterse vericeksin yoldaş
    garson: çaylar abicimm
    f: eyvallah.

    çayımızı yudumlarken çok sevdiğim osmanlı macunu satan küçük bir araba gördüm. adam büyük bir ustalıkla çevresindeki çocuklara tahta sopalara macunu sarıp sarıp veriyordu.

    w: yoldaş, ne yerdim şu macundan çocukken, çok severim, sen de sever misin?
    f: dostum benim pek aram yok ama gördümü yerim.
    w: o zaman macunlar benden
    f: o zaman yerim işte dostum

    garson çayları tazeleyim mi diye sordu. fakat biz teravih e kadar dolaşmaya karar verdik ve hesabı ödeyerek oradak kalktık. macun satan adama dğru ilerledik,

    w: usta kaça sarıyosun?
    usta: 1 lira
    f: 2 sini 1 liradan ver alalım
    usta: ne kazanıyoruz ki be evladım
    w: o zaman ver 2 sini 1 buçuğa
    usta: hadi canınız sağolsun
    w: bol koy ustam elini korkak alıştırma, yavur malı mı be
    usta: fazlası fena yapar evladım, ramazan ramazan az ı makbuldür
    f: usta sen bırak wyzab bütün tepsiyi yer valla
    w: yerim vallahi

    içimizdeki çocuğu dışarı çıkarmışcasına osmanlı macunumuzu yerken bir yandan da etrafı dolaşıyorduk.
    derken

    w: ee yoldaş buraya gelmişken bi teravih kılmadan olmaz ama dimi
    f: dostum olur da, çok kalabalık ya
    w: (yeni ayakkıbılarının çalınmasından korkuyordu kanımca) neyse o zaman yarına gideriz, söz aldım senden yoldaş

    f: dostum ayıpsın, yarına söz (rahatlmış, üzerinden bir yük kalkmışcasına)
    w: olur valla yoldaş, nereye giderim
    f: farketmez gözümüze güzel görünen bir yere girelim,ama çaylar benden
    w: tamam yoldaş öyle olsun
    w: yoldaş, çok güzel bir yer biliyorum, osmanlının içinde kaybolmuş bir bizans müridi gibi hissetmeye hazır ol
    f: merak ettim doğrusu, yakın mı dostum
    w: yakın yakın merak etme
    f: çok güzel buralar ya, insanın ömrüne ömür katar
    w: öyle ya, geldik işte şurası yoldaş

    fermat fevri bir bakış atar ama sonradan mekanı beğendiği gözlerinden belli olur. Masaya oturup tavla istedim ve iki çay diye ekledim. Çaylarımızı sohbet eşliğinde içerken Sultanahmet in görkemini söylüyordu durmadan fermat. Gerçekten tarih kokuyordu ortalık, herşey çok güzeldi. Fakat vakit te geç olmuştu, son vapurları kaçırmamamız için fermat a döndüm ve,

    w: yoldaş, vapuru kaçırmayalım istersen, napalım kalkalım mı yavaştan?
    F: sahuru da burda yapsak nasıl olur? Hem daha gezeriz, çok güzel dostum buralar.
    W: peki yoldaş, ne yapalım o zaman?
    F: müzik filan olan biryer varmıdır acaba ramazan da?
    W: fasıllar var, alkolsüz hem de çok güzel, şarkı söyler eğleniriz
    F: bana uyar dostum, hadi gidelim
    W: tamamdır yoldaş, hadi o zaman kalkalım

    Oradan kalktık ve meydanın sonunda, en sondaki dikili taşın çarprazında olan Asr-ı Osmaniye faslına gittik. Sanki Osmanlı dönemine dönmüş, udlar, kanunlar, cümbüşler eşliğinde eğleniyor bildiğimiz bilmediğimiz tüm şarkılara katılmaya çalışıyoruduk. Saat 1 buçuk a yaklaşıyordu;

    W: yoldaş hadi yavaştan inelim eminönüne, bişeyler yer yürürüz sahilde, ne dersin?
    F: allah derim dostum
    Oradan kalktık ve eminönüne doğru yürüyerek inmeye başladık saat 2 olmuştu bile, iftardan sonra da çay içmeye ve fasıla gittiğimizde o kadar yedik ki, yarına içimizi tutsun diye bişeyler atıştıralım dedik. Gerçekten de çok yemiştik. Simit sarayında bişeyler atıştırdık ve fermet;

    F: dostum güneşin batışını istanbul da en güzel nerden izleriz
    W: yoldaş, sarayburnunu tek geçerim
    F: oo o zaman izlemek lazım di mi ama dostum
    W: bence de yoldaş, ne duruyosun hadi yenikapıdan doğru sahilden yürüyelim

    Sahilden sarayburnuna doğru yürüyorduk, sigaralarımız yakmış istanbulun güzelliğini izliyorduk ki, iki tane neydü belirsizlik kişi bize doğru yaklaşmaya başladı. Hafif bir tedirginlik te olsa serserilerden haz etmem. Fermat da öyleydi halinden belli olan. Adamlar bize yaklaştı ve;

    X: baksana bilader
    Y: hey şişşşt
    F: ne var
    W: noluyo hayırdır bişey mi oldu
    X: paranız var mı
    F: hepsini harcadık istersen havale yapayım
    Y: sen bizle daşşak mı geçiyon lan bebee
    X: skldjfoıwdmufoqjpofw ( anlaşılması güç bir küfreder )

    X bıçağı çıkarır ve yoldaş ımın üzerine yürür. Yoldaş ise bir demir gibi sert ve hızlı hamle ile x in elini tutup burnuna okkalı bir kafa atar. Vurduğu anda kanlar sıçramıştı, muhtemelen burnu kırıldı. Tam o sırada y de yoldaşımın üzerine atlayacak tı ki, kazağının ensesinden yakalayıp yana savurdum. Yüzü koyun serildi, tam kalkacaktı ki kulaklarından tutup tüm gücümle kavurdum ve üzerine oturdum.
    O sırada fermat bıçağı adamın elinden almış ona küfretmekte olan x in kafasına bir tekme daha savurdu ve bana bıçağı yerden fırlatmasını istedim. Y nin kulakları elimde homurdadıkça kafasını yere vuruyordum. Fermat bıçağı ayak dibime sürüyerk fırlattı. Bıçağı aldım ve y nin boğazına dayadım,

    W: kimden para istiyosunuz ulan siz eşkıyalar

    Bu cümleleri sarfederken kemerimi çıkardım ve ayağa kalktıp y yi kırbaçlamaya başladım, küfrettikçe kemerin tokasını kafasına denk getiriyordum, fermat ise diğerini tekmeliyordu ara ara. Korktukları her hallerinden belliydi. Çok kızmıştım ve dedim,

    W: alalım bu itlerin paralarını da akılları başlarına gelsin yoldaş,
    F: dostum haklısın

    Ben ceplerini boşalttım y nin, fermet ta direnen x ten paralarını çıkarmasını istedi, ağlaya ağlaya çıkardı yere koydu paralarını. 5 dakika önce horoz gibi ibik kabartan x ve y o an yerde kancık köpekler gibi ağlıyorlar yalvarıyorlardı. Ardından fermat;

    F: dostum napalım bunları
    W: bağlayalım mı, değmez ki bu itlere
    F: bunları deniz atalım, ancak boğaz temizler bu eşkıyaları
    W: haklısın yoldaş

    Fermat x e ayağa kalk dedi, x yalvarıyor mecburiyetten yaptığını söylüyordu. Y ise gerçekten bakireliğini kaybetmiş kız gibi ağlıyordu. Fermat x i denize fırlattı ve;

    F: itin biri gitti biri kaldı
    W: e o zaman bunu da arkadaşının yanına göndermeli, hadi yoldaş hoppala yapalım
    F: olur dostum, memnuniyetle

    Y nin ayaklarından tuttu fermat, ben de ellerinden tuttum, çırpınıyordu havaya kaldırdığımızda, dizimle yanağına vurdum, pantalonuma salyalı sümüklü kanlı iğrenç bir sıvı sürüldü. Ardından

    W,F: 1,,,,,,, 2,,,,,,,, 3; hoppaaa
    itler denizdeydi, ve hakettiklerini almışlardı.

    Ardından muhteşem gün doğuşunu izlemek üzere Sarayburnu na doğru yöneldik ve arkamıza bakmadan ilerledik. Sigaramı yaktım ve aklımda şu şarkı vardı
    http://www.youtube.com/watch?v=KAGZ8HmiWCM
    0 ...