eurovision'a katılmalarını hiç istememe rağmen, bugün onlara destek olma ihtiyacı duyduğum grup. eurovision'a katılmalarını hiç istememiştim. evet, bu doğru. çünkü kalabalıklarla paylaşmak istemiyordum onları. küçük bir kitleye hitap etsinler diyordum, böylece kirlenmezler. katıldılar, kirlendiler, altından kalkamadılar. hem de yeni yetme manga'nın, hadise'nin ve diğer adlarını bile hatırlamaya değmez olan temsilcilerin altından kalktığı şeyin. her üyesinin alanında son derece profesyonel olduğu bir grup, müziğin "m"sini bilmeyenlerin yaptığı şeyi yapamadı.(derece almaktan bahsetmiyorum. harika bir şarkıyla da katılsaydı aynı şey olacaktı, mesele o değil zaten.) kalabalıkların anlayacağı dilden konuşamadılar.(zaten öyle yapamadıkları için bugüne kadar hakettikleri ilgiye mazhar olamamışlardı.) yaptıkları şarkıların çok çok altında bir kalitede bir şarkı yapmaları istendi onlardan, bayağılaşamadıkları için saçmaladılar. neyse bunu geçelim...
yarışmadan sonra ki yorumlara bakıyorum da herkes müzik otoritesi kesilmiş bu ülkede. demet akalın'dan tutun şahan gökbakar'a kadar. son 10 yılın en kötü temsil parçası seçmişler parçayı bu çok bilmişler. bir de yok sex pistols'un Submission'nuna çok benziyordu, yok The Kinks'in "All day and all of the Night" şarkısını tekrar aranje etmişler vb. geyikler dolanıyor ortada. hem de daha önce sex pistols ve The Kinks'i dinlememiş ve dahi adını bile duymamış kişiler tarafından. ritimler birbirine çok benziyor doğru, "live it up" bu eleştiriden bağımsız olarak değerlendirildiğinde de iyi bir şarkı değil, bu da doğru. ama siz şarkıyı eleştirmiyorsunuz ki. bu ülkede son yıllarda doğru düzgün dinlenebilecek, son derece kaliteli işler yapan bir grubu, sadece bu şarkı üzerinden mahkum ediyorsunuz. bunun altında grubun plak şirketine(sahibine) duyduğunuz refleksin de büyük bir payı var, bu da gözümden kaçmıyor ya neyse, iyilerin kaderi deyip bunu da geçelim...
yeni albümü sabırsızlıkla bekliyorum, arşivime eklemek için, daha önceki albümlerini eklediğim gibi.
