şimdi bu transfere sevindim mi üzüldüm mü hala bilemedim. kendimi bildim bileli futbol ve basketbol tribünlerinde olan, bir iki yıl hariç her sene kombine sahibi olan bir galatasaraylıyım.
yalnız;gittiğim yüzlerce basketbol maçı içinde bir tane bile kadın basketbol maçı yoktur. ezelden beri kadın basktbolunun gereksizliğine inanan bir galatasaraylıyım. her yıl ortalama 3 milyon dolar çıkıyor kulübün kasasından bu şube için. peki elde ne var? sadece fenerle yapılan bir sidik yarışı.
ilk 9 yıl üstüste biz, sonraki 6 yıl üstüste fener şampiyon. arada karşılıklı paylşılan türkiye ve cumhurbaşkanlığı kupaları ekstradanda galatsarayın aldığı bir avrupa kupası ki; oda kupa 2.
gelelim ana fikre; yıllardır erkek takımının hasret kaldığı şampiyonluk ve euroleague heyecanı varken, ülkede kimsenin umursamadığı, iş sadece gs-fb sidik yarışına geldiğinde dönüp şöyle bir baktığı kadın basketboluna harcanan 3 milyon dolara yazık değil mi?
o parayla galatasaray erkek basketbolunun 22 yıllık şampiyonluk özlemini dindirip, üstüne euroleague oynama hakkı alabilecek bir takım kurulmasına katkı sağlanabilir.misal; o 3 milyon doların 1.5 ile sienalı lavrinovic kalan 1.5 ilede mccaleb tarzı bir adam alınamaz mı?
neyse konuya dönecek olursak bu transfer galatasaray adına fenere atılmış önemli bir goldür.bu tür hamleler ezeli rekabette psikolojik olarak üstünlük kurup karşı tarafın canını acıtması için zaman zaman başvurulacak, önemli hamlelerdir.bu açıdan bakıldığında doğru gibi fakat yukarıda bahsettiğim önemsiz kadın basketbolu yerine, yatırımın önemli olan ve tüm avrupanın ilgilendiği erkek basketboluna yapılmaması da yanlış olmuş gibi durmakta.
neyse kafam hala karışık.
şimdilik bekleyip görelim ve sadece hoşgeldin taurasi diyelim.
