öncelikle türban ve başörtüsü tartışmasında anadolu halkının yerini iyi belirlemek lazım gelir. efendim, köylü halkın kullandığı şey başörtüsüdür ayrımı yapabiliriz çok kasarsak. fakat bu, köylünün yaptığının doğru olduğu, ya da modern olduğu anlamına mı gelecek? bariz bir şekilde koca baskısı ve gelenek görenekten gelen otomatlaşmış, yani hiçbir bilince dayanmayan bir baş bağlama şeklini doğru kabul edip bunu türbana karşı mı kullanacağız? bu şüphesiz mesnetsiz ve temelsiz bir argüman olacaktır, çünkü dinen köylülerin baş bağlama şekli doğru değildir. çarşafı şehirlilerin kullandığı gerçeğini de unutmayalım, köy yerinde daha serbestçe dolaşabilen kadınlar şehirlerde böyle gezemezdi. nitekim çarşaf aslında zamanının "şehirli kadın" giysisiydi.
türban tipi bir baş bağlama şeklinin ortaya çıkması çarşafın modern hayatla uyuşmazlığının ve köylü tipi başörtüsünün islamın emrini karşılamadaki zaafının ortak bir sonucuydu, bunu anlayamayanlar var aramızda. türban siyasi bir biçimde çıkmamıştır, çünkü bazılarının siyasi islam diye nitelediği şey aslında müslümanların köylülükten çıkıp bilinçlenmeye başlaması, gelenek ve görenekten kurtulup islamın eski sistematik ilim anlayışına dönmesiydi. yani büsbütün köylülükten kurtuluştu bu da, tıpkı cumhuriyetin kendi şehirli aydın-bürokrat sınıfını oluşturması gibi. ancak bu çaba hep bir karşı devrim olarak nitelendi ve cumhuriyetin oluşturduğu sınıfın histerik duygularıyla hep ötekileştirildi. sonuçta kendi kamusal alanına alışmış bu bürokrat sınıfı bu "öteki"yi hep bir tehdit ve karşı devrim olarak gördü.
aslında bu islami bilinçlenme hareketi de bu bürokrasi sınıfını tehdit olarak görmüyor değildi. çünkü islami bilinçlenme zaten dinamiklerini bu bürokrat sınıfının eylemlerine borçluydu. bürokrat sınıfı cumhuriyet kurulduktan sonra dinle alakalı herşeyi gerilemeye zorladı, ısrarla. dini eğitim veren hiçbir kurumun ve oluşumun kalmaması, sonucunda halkta dinle ilgili oldukça büyük ve genel bir bilgi eksikliğine sebep olduğunda, böyle idealist bir islam hareketinin doğmaması için sosyal olarak hiçbir neden yoktu.
şimdi bu bürokrat ve ana değerleri cumhuriyet devrimi olan sınıfın kendi sebep oldukları islami hareketten korkması komik kaçıyor. çünkü devlet ile dini birbirinden ayrı iki öteki yapmak kendi yanlışlarıydı ve sonuçları da yine kendi eserleridir. bugün çıkıp ağlaşmaları, dinin istismar edildiğinden yakınmaları ne yazık ki kabul görmeyecektir. çünkü kendileri din adına hiçbir şey yapmadıkları, aksine dini gerilettikleri için bugün dini sahiplenenler karşısında mağlup olmaktadırlar.