Ailevi Akdeniz Ateşi çekinik karakter gösteren genetik bir bozukluk sonucu ortaya çıkmaktadır.
Hastalığın gelişimine birçok farklı gende gelişen mutasyonlar etki etse de, FMF'e esas olarak 16. kromozomda bulunan MEFV genindeki (Mediterranean fever) bozukluğun neden olduğu düşünülüyor. Bu gen bozukluğu sizin de dediğiniz gibi Akdeniz çevresinde yaygın olarak bulunmaktadır. (Ermeniler, Yahudiler, Türkler, Araplar...)
Peki MEFV geni ne yapıyor da mutasyonu hastalığa neden oluyor?
MEFV geni "pyrin" adında bir molekül sentezlemekle görevlidir. Pyrin molekülü, genel olarak beyaz kan hücrelerinden üretilen, inflamasyonda rol alan bir moleküldür. Lökositlerin şeklini, boyutunu ve hareket etmesini sağlayan yapı elemanlarında (cytoskeleton) bulunur.
Tam olarak anlaşılamasa da, pyrin molekülünün, inflamasyonu kontrol altında tuttuğu düşünülmekte. Sanırım bu etkisini hücre iskeleti üzerinden, hücrenin migrasyonunu (göç etmesini) etkileyip yavaşlatarak veya durdurarak sağlıyor. Ayrıca inflamasyonun merkezinde rol alan bazı moleküllerin de (C5a) etkilerini inhibe ediyor.
Eğer gende bir bozukluk olursa, pyrin molekülü sentezlenemez. Ki FMF'ye neden olan 80'den fazla farklı çeşitte MEFV mutasyonu saptanmıştır. Kimi mutasyonlar pyrin'in bozuk şekilde üretilmesine neden olurken, kimisinde üretim tamamen durdurur. Pyrin fonksiyonlarındaki bozukluk, inflamasyon üzerindeki kontrol etkisini kaldıracağı için, iltihabi inflamasyon atakları gelişmektedir.
Belki biraz detay ama, MEFV genindeki mutasyonlar sonucu değişen DNA yapısı, amiloidoz'a (vücutta aşırı miktarda amiloid protein birikimi) yakalanma riskini artırmakta. Bu nedenle FMF hastalarında "amiloidozis" riski çok daha fazladır. Amiloid protein birikimi de böbrek fonksiyonlarını bozar. Bu nedenle FMF geçiren hastalarda en sık belirtilerden birisi de böbrek yetersizliğidir.
Sonuçta MEFV genindeki mutasyon sonucu pyrin salgılanmadığı veya bozuk salgılandığı zaman, vücudun inflamasyonu kontrol edici etkisi kaybolmaktadır. Bu da daha enfeksiyonlarla savaşta daha uzun bir immün cevaba neden olmaktadır.
Hastalık genetik olduğu için tedavisi küratif (iyileştirici) değil, bozuklukları yok edici şekildedir. Hastalara, lökosit göçünü engelelyici bir ilaç olan "kolşisin" verilmektedir. Bu ilaç hem atakların tekrarlanma süresini uzatır, hem de amiloidozis hastalığına yakalanma riskini azaltır.