90'lı yıllarda ünlülerin paparazzilerce gizlice fotoğrafları çekilirdi. özel hayat nerde başlar nerde biter tartışmaları çok olmuş ve bir karara varılmıştı. mahkemeye verilen gazeteciler mahkemelerden "ünlü kişilerin özel hayatı da kamuyu ilgilendirir" diye karar çıkartmak için çok çabaladılar. zamanla paparazzilikle suçlanıp aklanan ve meşhur olan gazeteciler kendileri ünlü olunca, genç paparazzilerce fotoğrafları çekilince bu kez tersini iddia etseler de insanlardan destek bulamadılar.
o günleri geçtik zannederken tekrar ortaya çıkan kasetlerle gündeme geldi. demek ki aynı tartşmalar nesil değiştikçe bir kez daha yaşanmak zorunda. ama mahkemeler geçmişteki kararlarına aykırı davranırsa bu hukuk olmaz. yani ünlü kişilerin özel hayatı dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemde de halkı ilgilendirir. şimdi çağdaş geçinenler ucu kendine dokunduğu için evrensel bir olayı kötülüyorlar. abd'de benzer bir olay yaşandığında kimse abd başkanının özel hayatı demedi.
delikanlı adamdır, yapar muhabbeti ise köy kahvesinde geçen muhabbet. burda da aynı şekilde hoşgörü, "hatta övünülecek şeymişcesine" gösterilmesi, ahlaksızlığa hoşgörü gösterilmesidir.
kaseti çıkanlardan kimse mahkemeye veremiyor. çünkü mahkemenin vereceği cevap belli. toplum önünde yaşayanların özel hayatı olmaz. nasıl olsa halk bunu bilmez diye özel hayatım diyerek propaganda yapıp kendini mağdur göstermek ikiyüzlülüktür.
