çoğu yazımda tanımlayarak kısaca üstünden geçtiğim bakire olmayan, yani şamyeli beton yahut cam çivisi ile kazara yahut bilinçli bir biçimde delinmiş olan bayanı istemeye gitmektir.
gencimiz bakire olmayan bir kıza aşık olarak üstüne üstlük bir de ona nikah kıyma hayali kurarak ne denli çaresiz kaldığını kanıtlarcasına hiçte utanmadan, mahalleninin diline dolanır mıyım korkusu olmadan, ilerde belki çocuğunun süt emeceği göğüslere başka erkeklerin elma gibi ısırıp diş izini bıraktığı bir kızı istemeye gitmek işte. ritüeller vardır ya böyle, adet örf falan yani.
düşünsenize babanıza söylüyorsunuz ben bu kızı seviyorum, getirip tanıştırıyorsunuz. olayın iç yüzünü yalnızca siz biliyorsunuz. o kız bakire değil, daha önce başka erkeklerin altında inletilmiş. belki on belki yüzlerce defa. zar olmadığı için bunu da bilemiyorsunuz. kadınınıza güvenmek zorundasınız neticede iki hayatı birleştiriyorsunuz. aile tedirgin...
acaba kız namuslu mu diye düşünüyor, geceleri hüngür hüngür ağlıyorsunuz. kıza sizden önce önce hüplet sonra gümlet yapan erkeği düşlüyorsunuz. belki şu an sevgilisiyle mutlu mesut, belki evli. fakat o mutlu siz değil. çünkü o size artığını bırakmış, burnunun sümüğünü hııkk yapıp bırakmış sokağa siz de çaresizce o sümüğü alıp baştacı etmek istiyorsunuz...
neyse bir şekilde aileyi topluyorsunuz. çiçek, çikolata hazır elde. jilet gibi çekmişsiniz takımı. kızın kapısını çalıyorsunuz, babası açıyor. sanki sıfır kilometre kız veriyormuş edasıyla sırıtıyor. sanki kızı çok değerliymişçesine bir de istemeye gitmiş oluyorsunuz. buyur ediliyorsunuz, kahveler yapıyor.
işin iç yüzünü babanız ve aileniz bilmiyor tabi. siz bildiğiniz için tedirgin, ağlamaklı ve aşktan kör bir şekilde o kirli kızı arzuluyorsunuz. babanız şekilden şekile giriyor, anneniz huzursuz mutlu değil sanki, korkuyorlar, zor durumdalar e kız istiyorlar gayet doğal.
yalnız o kız patlak...!!! yankılanıyor beyninizde, sanki beyninizi kurtlar kemiriyor binlercesiyle beraber...
babası sanki bakire kız, namuslu ve temiz bir kıza sahipmişçesine mırın kırın ediyor. kendinizden utanıyorsunuz, babanızı soktuğunuz duruma bakıp ağlaamak üzeresiniz.
başka erkeklerle beraber olmuş bir bayan için babanız zor durumda ama sizin ne umrunuzda?
çocuğunuz oluyor, bir gün işten erken çıkıp sahile doğru iniyorsunuz. kolunuzda karınız, denizin keyfini çıkartıyorsunuz. güzel ve güneşli bir gün...
bir bankın önünden geçerken çocuğunuz ağlamaya başlıyor, hissediyor belki. o an durup çocuğunuza bakıyorsunuz ve tam o esnada karınızın banktaki erkeklere bakıp yüzünü çevirdiğini, sanki mahcupmuşçasına uzaklaşmak istediğini anlıyorsunuz. erkekler pis pis sırıtırken cinsel uzuvlarını karıştırıyorlar. onlar mutlu, akşam hoplatacağı kadını düşünüyorlar.