Kitabın ilk sayfalarında açıkladığı iki başat söylem sayesinde ilerleyen sayfaların ne hakkında olacağını önceden bilebileceğiniz ve bu açıklamaya göre içerik ilginizi çeker ise bayıla bayıla okuyacağınız bir elif şafak otobiyografisidir. işte buyrun bu iki başat söyleme:
"1. Analığın bir kadının temel vazifesi olduğunu ve her işten yüce olduğunu vurgulayan, bu uğurda kadınların türlü fedakarlığı yapmaları gerektiğini ve mümkün mertebe evlerinde kalmalarını salık veren geleneksel söylem.
2. 'Çocuk da yaparım, kariyer de' sloganıyla her işi eksiksiz pürüzsüz kotaran, süpermarketlerde jet hızıyla alışverişini tamamlayıp, evde ve iş yerinde herkesin ihtiyacına koşan, en güzel mamaları iki saniyede mikserden geçiren 'süperdişi' imajı ve bu imajı pompalayan renkli-kadın-dergisi-söylemi.
Bu iki söylem ilk bakışta çok farklı görünmekle beraber, benzer bir özelliğe sahip: ikisi de ayın karanlık yüzünü görmezden geliyor. Geleneksel söyleme bakarsanız, annelik zaten o kadar mutlak ve kutsal bir şey ki, haşa hakkında en ufak bir olumsuz laf söylemek kimin haddine. Modern söyleme bakarsanız, çağdaş kadın zaten o kadar maharetli ve mükemmel ki, şanına kimse leke düşüremez. Bu iki dayatmacı katman arasında sandviç gibi sıkışmışken nasıl konuşabiliriz hakikatleri? Nasıl dürüstçe anlayabilir ve anlatabiliriz anneliğin çelişkilerini?"