yeraltı yazıları nasıl yazılır

entry3 galeri
    1.
  1. yeraltı edebiyatına yakından bakarak.
    orda durmayın bi çay alıp içeri gelin.
    yeraltı edebiyatı son yirmi yılda gelişti diyebiliriz. charles bukowski nin beş parasızdık, hayvan gibi içtik ve hayvan gibi seviştik noktasıdan simdilerde fight club'la bayraklasan alternatif bir hayattan daha onemlisi hayata bakıstan bahseden edebiyattır. bu edebiyatın fikrimce en önemli ve benim icin en kıymetli özelligi ne kadar populer olursa olsun bir takım insanların asla anlayamayacak olmasıdır. dövüş kulübü diyince akıllarına brad pittin vücudu gelecek, "first rule of fight club: you don't talk about fight club" diyecekler. (dövüş kulübünün birinci kuralı dövüs kulübü hakkında konuşma)

    you are not the clothes you wear(sen giydiklerin değilsin), you are not the contents of your wallet(cüzdanındaki paranın miktarı değilsin), you are not the car you drive(sen kullandıgın araba değilsin) bir aforizmanın anlık yüzeysel etkisi kadar anlayacaklar. yada oyle etkilenecekler ki kendilerine yabancılasacaklar. off be hayat bu diyecekler, sıradısı olmayı dünyayı sikmek sanacaklar. şizofren olmayı isteyecekler.

    oysa edinilmesi gereken sadece bu gorduklerimizin bize gosterilenlerden farklı sebepleri var diyebilmek, alternatifin farkına varmak, neden hersey gittikce daha cok plastik tadı veriyor bunu sezebilmek olmalı.

    yeraltı edebiyatı ile ilgili dünyadan derlenmiş eserleri ayrıntı yayınları bir seri olarak çıkarıyor. okuduklarımın pek cogu iyiydi. okurken bu edebiyatın da kendince bir dil geliştirdigini, bazan kendini tekrarladıgını fark ettim. bu kotu bişey mi bilmiyorum. ancak her türlü dayatılmıs forma alternatif olarak ortaya cıkmıs birseyin oyle yada bolye bir forma sahip olması biraz rahatsız ediyor. sebeplerinden biri bu işte de para kokusu alınmasından olabilir. taklitciler is basındadır belki.
    tabi bir diğer sebebi ise eger birseyin, kendisiyle benzer ozellikler tasıyan baska örnekleri yoksa bir kategori altında sınıflandırılamaz olmasından da olabilir. yani yeraltı edebiyatı diye birseyden bahsedebilmek icin bu formda belli sayıda eser olmalıydı, olmuş.
    cok fazla ornegini yan yana dizdiginizde bazı temel öğeleri acıkca gorebilirsiniz ve dolayısıyla bu formda yazılar uretebilirsiniz. ancak bütün sanatlarda oldugu gibi onemli olan form değil eserin sizde yaptıgı değişikliktir. anlamasanızda icinizde ne guzel bir seydi hissi uyandırmasıdır. bu durum yeraltı edebiyatı içinde gecerlidir. formu tutturmak yeterli değildir.
    bu konuyu özetledigini dusundugum bir anektod şöyledir.
    intihara karar vermiş bir genç tesadufen bir resim sergisine girer. gördüğü tabloda bir gök bir su bir kadın vardır. "dünya ne güzelmiş az daha intihar ediyordum." demiş.

    madem ki herşeyin çürüdüğü bir yerdeyiz hemen başlıyoruz...

    öncelikle mutlaka bir sistem eleştirisi getirmeli yazdıklarınız. herhangi bir alısılmıs kuruma yada kurala dokundurmalısınız.
    karakterlerinizden en az birinde çağın hastalıklarından biri bulunmalıdır.( narkolepsi, insomnia, şizofreni,panik atak, şiddet eğilimi ne olursa, hastalık derecesinde titizlik) çünkü bu sistemin urunlerinden biridir ve sizin tarif etmek istediginiz atmosferi neredeyse tek basına tarif edebilir.
    sectiginiz kelimeler modern olmalıdır, cagın kelimelerini kullanmalısınız. karakterin yediği yemek asla kuru fasulye pilav olamaz. bir rosto olabilir, ardından kiraz ve kayısı ile tatlandırılmıs bıldırcın yenir. karakteriniz beş parasız bile olsa en kotu ihtimalle televizyondan bunları dinlemeli duymalıdır. bir et pişirecekse o sadece et değildir. örnegin galeta ununa batırılmıs antrikottur.
    betimlemeler hep en zorlama benzetmelerle yapılmalıdır. bir semsiyeyi mantara benzetemezsiniz, teknoloji yok icinde. mesela bunu tarif etmek icin hirosimaya atılan atom bombasından sonra gorulen mantar bulutu gibi bişey kullanmalısınız.

    karakteriniz mutlaka birseylere karsı duyarsız olmalıdır. insan hayatına mesela, ne biliyim cocuk yaşta calısmak zorunda olanlara, evsizlere. bu ozellikleriyle tezatlıklar içeren cok daha basit seylere karsı ise duyarlı olmalı. örnegin gordugu bir evsizle ilgili olarak sehre ve siteme parazit gibi baglı bu canlıların oldurulmesi gerektigini soylerken, yunusları izlemeye asla gitmeyecegini, biz onları izliyoruz diye binlerce zeki canlının iskence cektigini dusunmelidir. ozon tabakasına duyarlı parfum falan kullanmalıdır.
    tam tersine bazanda dusundurucu özdeşlikler kurmalısınız. örnegin bizim toplumda sigara icen biri paketini cıkarttıgında yanındakine de ikram eder.karakteriniz şizofreni ilacını yeni tanıstıgı birine yada bir fahiseye ikram etmelidir. (kutusu, veriş tarzı, ikram ederken ki rahatlıgı sigara ikram ediyormus gibi betimlenebilir) yada kullandıgı ilacı ev hayvanı varsa onunla paylasmalıdır. mesela uykusuzluk sorunu olan bi karakterse, bitkin bir halde dısarı cıkmak için mızıldayan kopeginin onune yemekle birlikte bir avuç uyku hapı verebilir. kopegin sabahleyin halının ortasına, uykusunda sıcmıs olması, işe gec kalan karakterin bas etmesi gereken dertlerden biri haline gelebilir. kopegi artık 10 tane uyku hapının uyutmadıgı gibi detaylar, gelisi guzel, halledilmesi gereken bir sorunmus gibi karakter tarafından dillendirilir.
    tasvir ettiğiniz mekanlar daima herkesin her cuma cumartesi aksamı takıldıgı takılmak istedigi mekanların albenisi içinde ama pespaye bastan savma içine edilmiş mekanlar olmalıdır.
    içinde sex olmayan, en azından hayali kurulan bir sex olmayan ne modern yasam nede yeraltı yazısı olur. sevgili daima hikaye ilerlerken bulunmalıdır kafadan sevgilisi olması iyi bişey değildir. eger bulunan sevgili de arızalıysa tadından yenmez.
    hikaye icinde hastalık isimleri(kabakulak su cicegi bir hastalık tabiki değildir, guzel hastalıklar dusunulmelidir), mesleki jargonlar, bilimsel terimler, ilaç isimleri, garip makina isimleri, cinsel gucu arttırıcı bitkisel bişeyler, az bilinen uyusturucu adları, entel dantel yemek isimleri sık sık gecmelidir.
    karakteriniz mutlaka bir yada daha cok konuda herkesi sasırtacak bilinenin aksi bilgiler vermelidir. örneğin dizilerdeki kadın basrol oyuncusu asla sarısın olmaz. dizi yonetmenlerinin neden boyle yaptıklarını karakteriniz okuyucuya anlatmalıdır mesela.
    modern cagda kadın demek cıplaklık demektir. oyleyse bunu okuyucunun burnundan iceri sokmanız gerekir.
    karakterlerin basına son derece absurd seyler gelmesi iyi olur. (yanlış anlama lan. tanık olması gereken şeylerdir bunlar hikayeyi renklendirecek detaylardır. yoksa karakterinin direk olarak yaşamaması gerekir) şunlar olabilir; kulandıgı sampuandan sonra butun saclarını taragın ustune bırakan bir kadın hikayesi, penis buyutme operasyonu geciren bir adamın penisin damarlarını kalın yapmalarından dolayı kalp yetmezligine yakalanması, kendine anal yoldan masturbasyon yapan birinin içinde kırılan sarap sisesi ve sonrasında olanlar yada daha seksi bir erkek olmak icin vucut gelistirme salonuna giden adama 3 kişinin olumune tecavuz ettikten sonra adamın got kaslarındaki h bantlarının yanması sonucu kakasını tutamaması, aynı sebeple ağırlık kaldıramamasının dramı falan falan falan...

    (bkz: bu konuda söylemek istediklerim bu kadar)

    anlatmakla bitecek gibi değil, balığımın suyuna antidepresan damlatmam lazım yine deli gibi dönüyo hayvan.
    0 ...